Hamilelik dönemi boyunca kadın, dünyaya bir çocuk getirmenin ne kadar zor olduğu ve Doğum Sancısı konusunda kafasını yorar. İlk çocuğunu doğuracak anneler, doğumun nasıl bir şey olduğunu doktorlarına ya da daha önce doğum yapmış kadınlara sık sık sorarlar. Oysa bu, doğum tarihi yaklaştıkça korkunun ve stresin artmasına yol açar. Ne yazık ki, diğer kadınların “dayanılabilir” demeleri ya da “diş çektirmeye” benzetmeleri de bu korkuyu azaltmaz. Kadının doğum hakkında bilgi sahibi olmaması onu daha fazla korkutur.
Korku ve kaygı durumları ise doğumu daha zor bir sürece sokarak, kadının enerjisinin kısa sürede tükenmesine ve bilinçsiz tepkiler vermesine yol açar. Oysa kadın psikolojik olarak doğuma hazır olduğunda, doğumun nasıl gerçekleşeceğini bildiğinde oldukça rahat ve kaygısız bir doğum yaşar.
Doğum Sancısı Nedir?
Doğum sancısı, bebeğin vücudun dışına çıkması için gerekli olan itici güçtür. Bu itici güç ise rahmin kasılmalarından oluşur. Rahim belli aralıklarla kasılarak, bebeğin yavaş yavaş öne doğru itilmesine ve sonuç olarak dışarı çıkmasına neden olur. Bu kasılmanın yapmış olduğu ağrı, doğum sancısıdır. Rahmin kasılmaları sırasında duyulan sancılar, ağrı kesicilere gerek kalmadan psikolojik hazırlık ile azalabilir. Doğumda ağrıya yol açan çeşitli etkenleri anlamak için, sinir sisteminin uyarıları nasıl algıladığını bilmek gerekir.
Organlardan kaynaklanan sinirsel uyarılar, bu organlardaki sinir uçlarında toplandıktan sonra duyu uyarılarını taşıyan sinir lifleriyle omuriliğin arka köklerine iletilir. Buradan omurilikteki lifler boyunca beyin kabuğunun altındaki ilk işlem merkezine taşınır. Sinirsel uyarılar burada işlenirse de, henüz bilinçli olarak algılanamaz. Daha sonra beyin kabuğuna taşınan uyarılar, buradaki bazı işlemlerden geçirilerek çeşitli kaynaklardan gelen başka uyarılarla birleştirilir ve bilinçli olarak algılanır.
Uyarı sayısı birden çoksa, birbirinden farklı şiddette ağrılar oluşur. Bundan yola çıkarak rahmin kasılmalarının çeşitli dokulardan kaynaklanan uyarılar göndermesini anlayabiliriz. Bu uyarılar temelde ağrılı olmasa da, belirli aralıklarla yinelenmesi ve yoğun olması nedeniyle şiddetli rahatsızlık yaratır. Doğuma yeterli ölçüde hazırlanmamış kadın gerektiği kadar soluk alamadığından doğum sırasında kasılan kasları yeterince oksijenlenemez. Bu da ağrı duyulmasına yol açar.
Doğum Sancısı Nasıl Hafifletilir?
Günümüzde doğum sancısını azaltacak pek çok yöntem var. Bu yöntemler rahim kasılmalarını azaltmadan ağrı hissini ortadan kaldırılır. Ancak Uzmanlar, bu yöntemlere gerek kalmadan kadının kendi psikolojisi ile doğum sancılarını hafifletebileceğini söylüyor. “Doğumda kadının psikolojisi çok önemlidir. Doğum sancısı, heyecan ve stresle artan bir şey. Ağrının azalması için de hastanın psikolojik olarak doğuma hazır olması gerekir. Bunun için en önemli şey kadının bebeğini isteyerek doğurmasıdır.
Bunun dışında kadının doktoruna ve hastaneye güven duyması da çok önemlidir. Çünkü anne adayı kendini güvende hissettikçe, heyecan ve stres azalacaktır.” Anne adayının doğumdan korkmasının temel şartı bilinçli olmasıdır. Bu amaç doğrultusunda çalışan hamile eğitim merkezleri, anne adaylarının doğuma hazırlanması için eğitim programları hazırlıyorlar.
Hamile kadınların bu tür kurslara katılması doğumu tanıması için oldukça verimlidir. Çünkü doğuma hazırlıklı girmek kadına güç verir. Kadın burada çeşitli eğitimlerden geçerek kendini bilinçli olarak doğuma hazırlayacaktır. Uzmanlar, bu tür kurslarda eğitim gören kadınlar doğum sırasında daha az ağrı hissettiklerini söylüyor ve şöyle devam ediyor: “Kadın doğumda neler olacağını bildiği için, kendini doğuma daha iyi hazırlayacaktır. Böylece doğumu kontrol altında tutabilir.”
Normal Doğumda Ağrı Kesiciler Tehlikeli mi ?
Doğum sancıları tabii ki ağrı kesici ilaçlarla da azaltılabilir. Doktorlar, kadınları sancı aralarında bir ağrı kesici ile rahatlatmanın bir sakıncası olmadığını söylüyorlar. Çoğunlukla ağrıları kısmen engellemek için narkotikler ve morfin türevleri kullanılıyor. Yeni çıkan birtakım ağrı kesiciler yan etki yapmadan, doğal doğumların tıbbi destekçisi durumundalar. Ama bu ağrı kesicilerin uygulama şekli de çok önemli. Ancak ağrı kesici ilaçlar istenilen ölçüde ağrıyı kesmez. Çünkü doğum sancısı kasılmaya bağlıdır ve ilaçlar kasılmayı ortadan kaldırmadığı için sancıları kesmez. Üstelik bu ilaçlar doğuma çok yakın kullanıldığında, bebeğin solunumu ile ilgili problemler ortaya çıkabiliyor.
Doğumdan yarım saat önce verilmezse hiçbir komplikasyon yaratmaz. Buna rağmen ağrı kesici ilaçlar doğum sırasında çok sık kullanılmaz. Araştırmalar, rahatlatıcı ilaçların görevlerini pekiyi yapmadıklarını gösteriyor. Bu ilaçlar, çoğunlukla kadının uyuklamasına ve doğuma kayıtsız kalmasına neden oluyor. Bebek bile bu ilaçların etkisiyle, doğumdan saatler sonra da uykulu olabiliyor. Bu sırada bebeğin üzerini değiştirmek ve emzirmek sorun oluyor. Ağrı kesici yöntemler doğumu hızlandırıcı yöntemler değildir. Sadece suni sancı doğumu hızlandırır.
Normal veya Sezaryen Doğumda Epidural Anestezi
Doğum sancılarını hafifletme amacıyla kullanılan asıl yöntem epidural anestezidir. Epidural anestezi, belkemiğinin katmanlarının içine ağrı kesici ilaçlar verilmesidir. İlaç, alt omurganın içine enjekte edildikten 15 dakika sonra etkisini gösterir. Kadın, kaburgaların altından bacaklara kadar uyuşur. Epidural anestezide diğer hisler ortadan kalkmazken, ağrı hissi tamamen yok olur. Kısacası, rahim kasılmaları sürer, ancak bunlar doğum sancısı olarak hissedilmez. Epidural anestezinin en önemli avantajı ise, etkin maddelerin bebeğe kesinlikle geçmemesidir. Kadın böylece sancılarından arınarak rahat bir nefes alır ve doğum normal sürecine girer.
Uzmanlar en çok uygulanan yöntemin epidural anestezi olduğunu söylüyor. Epidural anestezi hem doğal doğumlarda, hem de sezaryenlerde uygulanan bir yöntem. Ancak sezaryenli doğumda ilacın dozu artırılıyor. Her iki doğum yönteminde de rahatlıkla kullanılan epidural anestezi, her kadında uygulanamıyor. Belkemiği ile ciddi bir problemi olan kadınlarda epidural anestezi uygulanmıyor. Epidural anestezinin bebeğe hiçbir zararı yoktur. Ancak sadece tansiyon düşmesi ortaya çıkabiliyor.
Annenin tansiyonu düştüğünde, bebeğin tansiyonu da doğrudan düşüyor. Bunun olmaması için, uygulamadan önce hastalara serum veriliyor ve sürekli olarak kontrol altında tutuluyor.
Avrupadaki bazı doktorlar epidural anestezinin sancıları yok etmesinden o kadar hoşnutlar ki, önümüzdeki yıllarda her iki kadından birinde bu yönteme başvuracaklarını söylüyorlar. Doğal doğumu savunan kliniklerde bile epidural anestezi yüzde 10 ila yüzde 30 gibi bir oranda uygulanıyor. Tabii ki uygulamalar arasında farklar var. Doktorlar, kadına bu ilacı ufak dozlarda veriyorlar. Amaç, kadını bir süre için rahatlatmak ve doğumun sonuna doğru bilinçli ıkınmasını sağlamak.
Bazı doktorlar o kadar az oranlarda kullanıyorlar ki, kadın epidural anesteziye rağmen yürüyebiliyor. Ama bazı doktorlar da sancıların tamamen kesilmesinden yana, bu durumda hasta ayağa kalkamıyor.
Sezaryen İçin Tıbbı Nedenlere Bağlı Kalmak Lazım
“Kadınların ağrıdan korktukları için sezaryene yönelmemelerini yanlış buluyorum. Çünkü sezaryeninin nedeni, kadının doğum sancılarından korkması olmamalı. Ancak çok nadir kadınlarda, vaginismus gibi rahmin kasılması durumlarında sezaryen uygulanmalıdır. Çünkü bu kadınlarda normal doğum çok zor oluyor. Onun dışında sezaryen olmak için tıbbi nedenlere bağlı kalmak lazım. Hamile kadınların doğumdan korkmalarını gerektiren hiçbir neden yok. Doğum sırasında kadın, sancıya değil doğuma konsantre olduğunda, doktorlarının dediklerine uyduğunda doğum çok çabuk gerçekleşen, fizyolojik bir olaydır.
Kadın Doğumda Aktif Rol Almalı
Uzmanlar, anne adayının sancı sürecini ıkınmakla geçirmesi ile ağrıyı daha az hissedeceğini söylüyor. “Anne adayı, bize yardımcı olmak yerine bağırıp çağırmayı ya da çevreyi seyretmeyi tercih ediyorsa, sancıya daha fazla konsantre oluyor. Oysa kadının konsantrasyonu doğuma olmalı, ağrısına değil.
Doğum sırasında kadına neler yapması gerektiğini söylüyoruz. Ne zaman ıkınması, ne zaman nefes alması gerektiğini söylüyoruz. Buna rağmen hamile eğitim kurslarına katılan kadınlar daha bilinçli oluyorlar. Tabii ki her kadın böyle bir kursa katılamaz. Ancak gitmeyenler de doktorlarını doğum sırasında dinlemeli ve dediğini yapmalıdır. Bu nedenle kadınlara bu tür kurslara gitmelerini tavsiye ediyoruz.
Doğal doğum yapmayacak kadınlar da bu kurslara gitmeli. Sezaryen dahi olsalar, faydası var. Hem adaleleri daha da güçleniyor, hem de doğumda daha bilinçli oluyorlar.”
Doğum Sancısını Hafifletmek İçin Doğal Yöntemler
Yurtdışında yaygın olarak kullanılan doğal yöntemler ülkemizde pek rağbet görmüyor. Avrupa’da bazı kliniklerde doğum yapan annelerin yüzde 10′ u doğal yöntemlerle doğum yaparken, bazı kliniklerde bu oran yüzde 70′ e çıkıyor. Doğumda yardımcı olan doğal yöntemleri şöyle sıralayabiliriz:
- Hareketli doğum
Sancılar yatarken daha şiddetli olur. Kadın istediği şekilde hareket ettiğinde, sancılar hem azalır, hem de doğum süreci daha çabuk başlamış olur. Bu nedenle yurtdışında birçok hastane kadınların sancılar sırasında, yürümesini öneriyorlar. Ayrıca doğumu yatarak değil, oturarak gerçekleştiriyorlar.
- Banyo ve masaj
Ilık suda yapılan banyolar sancıların kramplaşmasını önler ve rahatlama sağlar. Masaj da kramplaşmış vücudun gevşemesi ve rahatlaması için idealdir.
- Doğuma sevdiği bir insan ile girmek
Babanın ya da başka bir yakının yanında olması anne adayına güç verir. Güvenebileceği ve sabırlı bir doktor da kadına aynı gücü verebilir. Araştırmalar, yanında biri olan kadının, doğumda ağrı kesiciye ihtiyaç hissetmediğini gösteriyorlar.
- Akupunktur
Avrupa’ da bazı kliniklerde kimyasal maddelere başvurmadan önce, doğum odalarında kadınları akupunktur, homeopatik metodlarla ve biyoenerji ile rahatlamaya çalışırlar. Bunların da yetmediği durumlarda son çare olarak ağrı kesicilere başvurulur.
Her ne olursa olsun, normal doğumun en sağlıklı doğum olduğunu unutmayın. Normal doğumda 2 saat sonra ayağa kalkıp hareket edebilir ve hayatınızı sürdürebilirsiniz ancak bir sezaryenli doğumda bu süre 1 haftaya çıkar. Unutmayın normal doğumun anneyi gençleştirip güzelleştirdiği de bilimsel olarak kanıtlanmıştır.
Sağlıcakla Kalın.
Yolculuğa Hazır Mısınız? İlgili Bağlantılara Göz Atın