Güven duygusu çocukların kendilerini geliştirebilmeleri için çok önemlidir. Güven duygusunun ilk adımlarının bebeklik döneminde atılır. Çocuğa sevgiyle yaklaşmalıyız, çünkü sevgi güvenin temel adımıdır.
Çocuğun güvenini geliştirme denilince aklımıza ilk çocukluk dönemi gelir. Çünkü çocuğun özgüveninin gelişmediği ilk çocukluk döneminde anlaşılıyor. Aslında güvenin geliştirilmesi ya da eksikliklerin başlama tarihi bebeğin anne kucağına alındığı ilk andır. İlk temas, ilk sevgi ve iletişimdir. Sevgi, güvene atılan ilk adımdır. Bu nedenle anne – babalar bebeklik döneminden itibaren başlayarak, çocuğun güvenini geliştirmeye çalışmalıdır.
Özgüveni eksik olan çocuklar kendilerini ifade edemezler, bağımsız ve yaratıcı değillerdir. Ayrıca kararsız ve çekingen olurlar. Arkadaşlarıyla ilişki kuramazlar, oyuncakları herhangi bir nedenden dolayı ellerinden alındığında da karşı çıkamıyorlar. Pasif, sıkılgan, kırılgandırlar ve liderlik özelliğine sahip değildirler. Koruyucu bir aile ortamında yetiştikleri için duygusal ve sosyal olgunluğa erişmekte zorlanırlar. Anaokuluna ya da ilkokula başladıklarında uyum sağlamakta güçlük çekerler.
Emzirmenin tadına varın
Bebeklik döneminde, annenin bebeğini emzirmesi çok önemlidir. Eğer anne çalışmıyorsa mutlaka bebeğini emzirmelidir. Çünkü annenin onu kucaklaması, ona yumuşak davranması ve tenlerinin birbirlerine teması bebeğin, annesine olan güvenini güçlendirir. Bir büyüğüne güven duyamayan bir bebek, özgüvenini geliştiremez. Ama eğer anne uyanmakta zorlanıyor, çocuğunu sinirli bir şekilde hırpalayarak kucağına alıyor, emzirirken sabırsız davranıyor ve arkadaşlarıyla sohbet ediyorsa, yani emzirirken sadece bir iş yaptığını düşünüyor ve o olayın zevkine varamıyorsa, bebek annedeki negatif elektriği alıyor, hırçın ve sinirli oluyor. Böylece de bebeğin kendine güvensizliğinin alt yapısı oluşmaya başlıyor.
Eğer anne bebeğini sağlık ya da sütü olmaması nedeniyle emziremiyorsa, o zaman ona biberon verirken emzirmede olduğu gibi yumuşakça ve birbirleriyle koku alışverişi yapabilecek şekilde kucaklamalıdır. Ona sevgi sözcükleri mırıldanmalı, şarkı söylemeli ve de sabırla besleyerek doyurmalıdır. Bebeğini doyururken anne başka şeylerle ilgilenmemeli, televizyon izlememeli ve gazete okumamalı, bütün dikkatini, sevgisini ve ilgisini bebeğe odaklamalıdır.
Çocuğunuzun çok sık bakıcısını değiştirmeyin
Çalışan bir anne bakıcı seçimine özen göstermelidir. Bakıcı, annenin tavır ve davranışlarına, tutumlarına, kültür düzeyine yakın ve anneyi dinleyebilecek niteliklere sahip olmalıdır. Çocuğa, anaokulu çağına gelinceye kadar mümkünse aynı bakıcı bakmalıdır. Bu, çocuğun özgüveninin gelişmesi için şarttır.
Çocuk ne kadar sık yeni kişilere teslim edilirse, o kadar hırçın ve sinirli olur. Bunun da nedeni çevredeki yetişkinlere karşı duyduğu güvensizliktir. Çünkü kendini bu kadar çok değişen yüzlerin arasında kaybolmuş gibi hisseder.
Çocuğunuzun kendini ifade etmesine izin verin
Anne – babalar çocuklarını yetiştirirken çok önemli hatalar yapabiliyor. Ne yazık ki bu hatalar çocukların üzerinde onarılmaz izler bırakır. Anne – babaların çocuklarını sık sık başkalarıyla kıyaslamaları, onlara sürekli başaramazsın duygusunu aşılamaları ve onlara teşvik edici sözcükleri çok az ya da hatalı söylemeleri, çocukları güvensizliğe iten nedenlerin başında gelir.
Diğer bir hata da anne – babaların çocukların yanında kavga ederek, aile içerisindeki huzursuzluğu çocuğa yansıtmalarıdır. Bunun yanında çocuklar okul başarısızlığında yanlış sözcüklerle olumsuz motive edilir ve dolayısıyla okuldan soğutulurlar. Bu çocuklar herhangi bir başarısızlığında yaşadıklarını paylaşmak ve destek almak için, belki de büyük bir umutla ailesine gelir, ama sadece eleştiri görürler. Çocukların yetenekleri başkalarıyla ya da ailenin kendi beklentileriyle kıyaslanarak zorlanıyor. Bunu başaramayan çocukta yetersizlik duygusu gelişmeye başlar. Bu da zamanla bu güvensizlik duygusuna dönüşür. Ayrıca anne – babalar çocuğun kendisini ifade etme fırsatı tanımaz. Sürekli onların desteğiyle ya da engellemeleriyle büyüyen çocuk tek başına kalınca ne yapacağını bilemez.
Çocuğunuza dayak gibi fiziki şiddetten uzak durun
Çocuğun güven duygusunu yok eden unsurlardan biri de dayaktır. Dayak, ödül ve ceza günümüzde birçok ailenin kullandığı yanlış eğitim yöntemlerinden bir tanesidir. Anne – baba çocuğa kusurlarıyla ilgili olarak herhangi bir açıklama yapmadan tokat attığında, çocuk hatasını anlamadığı için olayın temeline inilemez. Bu nedenle çocuk olumsuz bir davranış sergilediğinde açıklama yapılmalıdır. Ya da çocuk yanlış davranışını yaşamaya ve sonucuna katlanmaya bırakılır.
Çocuğunu döven anne babalar daha sonra pişmanlık duyduklarında da kendilerini affettirmek için olağanüstü ilgili davranmaya başlarlar. İki uç arasında gidip gelen çocuğun, ailesine olan güveni sarsılmaya başlar. Başkalarının yanında küçük düşürülen, eleştirilen çocuğun özgüveni sağlıklı biçimde gelişemez. Çocuğun güvenini sarsmak çok kolaydır. Fakat bunu telafi etmek çok zordur. Hiçbir özür çocuğun hiçe sayılmasını, dikkate alınmamasını ve ona dayak atılmasını affettiremez. Çocukları bir birey olarak değil de birer küçük varlık olarak gördüğümüz sürece, özgüvenleri daima eksik kalacaktır. Anne babalar baskıyla, otoriteyle, aşılamayla, eleştiriyle, çocuklarının kendilerine güvenmelerini sağlayamazlar.
Çocuğunuza kendinizi sevdirin
Çocuk sosyal bir grup içerisindeyse, anne – babaların tek başlarına yapabilecekleri bir şey olamaz. Bu durumda anne – babalar, eğitimciyle işbirliği yapmalıdırlar. Anne – babaların üzerine düşen en büyük görev, kendilerini değiştirmektir. Aşırı koruyucu olan bir aile, çocuğuna mümkün olduğunca az destek vermeye, ona olayları yaşayarak öğrenmesi için fırsat tanımaya çalışmalıdır. Bunun için de çocuğu adım adım serbest bırakmaları gerekir.
Anne baba çocuğa “Başarabilirsin, yapabilirsin, denemen bile senin için büyük bir başarı, birkaç denemeden sonra başarıya ulaşabilirsin”, gibi teşvik edici sözcükler söyleyerek, onu yüreklendirmelidir. Çocuğun yeteneklerini fazla zorlamamaya dikkat etmeli, ona insanların birbirlerinden farklı olduklarını anlatmaya çalışmalıdırlar.
Çocuk X bir arkadaşında farklı özellikleri olduğunu, kendisinin de ondan farklı bir kişiliğe ve güzel özelliklere sahip olduğunu anlamalıdır. En önemli nokta da çocuğa kendisini sevdirmektir. Çünkü çocuğun güvenini yok etmek, kendisini sevmekten vazgeçirmek demektir. Bu yetişkinler için de geçerlidir. Kendisini sevmeyen, beğenmeyen insanlar kendilerine güvenmezler, pasiftirler, iş ve özel yaşamlarında başarılı olamazlar.
Bize yapılmasını istemediklerimizi, çocuklarımıza da yapmamalıyız. Her zaman çocuklarımıza en iyi arkadaşlarımıza davrandığımız gibi davranmalıyız. Aslında bu çok zor bir şey değil, sadece kararlı ve istikrarlı olmak gerekir. Kendi ruh halinizle paralel bir iniş – çıkış çizgisi çocukları şaşkına çevirir ve güven duygularını alt üst eder.
Daha Fazla Bilgi İçin: Benzer Konulardaki Diğer Yazılar