Büyüyen çocukların yüzde 10’u hala altını ıslatıyor. Ancak bu durumdan kurtulmanın çok etkili çözümleri var. Altı yaşındaki çocukların yüzde 10’u geceleri hala altını ıslatmaktadır. On yaşında olan çocuklarda ise bu rakam yüzde üç’ e kadar iner. Bilim adamları, çocukların geceleri altım ıslatmalarını iki şekilde inceliyorlar:
Primer altını ıslatma; hiç çişini tutamayan ve neredeyse her gece altını ıslatan beş yaşın üzeri çocuklarda teşhis ediliyor.
Sekonder altını ıslatma ise, bir süre yaklaşık altı ay kadar altını ıslatmadıktan sonra tekrar altını ıslatmaya başlayan çocuklarda teşhis ediliyor.
Aileye ikinci bir çocuğun katılması, sekonder altını ıslatmaya örnek olarak gösterilebilir. Çünkü ilk çocuk tekrar eskisi kadar ilgi beklediği için, sadece kardeşinin altı değiştiriliyor diye, kendisinin de altının değiştirilmesini isteyebilir ve bu yüzden de çişini altına yapar. Çocuğun anne babasının ayrılması, yakın bir akrabanın ölümü, başka bir şehire taşınma veya güzel bir şekilde başlamayan ilkokul günü de çocukların geceleri altını ıslatmasında büyük etkendir.
Uzmanlara göre, çocuğu bu durumdan kurtarmak için birçok çözüm var. Çocukla baş başa gerçekleştirilecek bir oyun terapisi ve anne – babayla bu konu hakkında konuşarak, sekonder altını ıslatma sorunu bir kaç ay içerisinde çözümlenebilir. Eğer sebepler bulunup, çözümler aranmaya başlarsa, çoğu zaman altını ıslatma problemi halledilir.
Uzmanlar tarafından yapılan araştırmalara göre, çocukların yüzde 75 – 80′ inde primer tip altını ıslatma görülüyor. Altını ıslatmak bir hastalık değildir, başka bir nedenle ortaya çıkan bir semptomdur. Primer tip altını ıslatmanın sebebi çoğu zaman çocuğun gelişmesinin gecikmesine bağlıdır. Beyindeki sinir hücreleri, henüz idrar torbasının dolduğunun sinyalini algılayabilecek kadar gelişmemişlerdir. Bu yüzden de çocuk geceleri uyurken çişinin geldiğini fark edemeyerek altını ıslatır.
Altını ıslatan bir çocuk, hasta bir çocuk değildir
Sağlıklı insanlarda kandaki anti diüretik hormonun geceleri artması, uyku esnasında gündüze oranla az miktarda idrar üretilmesine yol açar. Yapılan araştırmalara göre, altını ıslatan bazı kişilerde bu hormon daha az miktarda çalıştığı için, geceleri de gündüzleri olduğu gibi aynı oranda idrar üretilir. Bu duruma çocukların küçük idrar torbası dayanamaz ve çocuklar sonuçta altına kaçırırlar.
Ayrıca kalıtımın da büyük bir önemi vardır: Eğer çocuğun anne – babası da çocukluklarında altını ıslatmışsa, çocuğun da altını ıslatması kaçınılmazdır. Psikolojik faktörler de primer altını ıslatmanın sebepleri arasındadır. Altını ıslatma ile psikolojik nedenler bir araya geldiğinde, çocuklar değişik davranışlar gösterebilirler. Altını ıslatan bir çocuğun utanç ve suçluluk duygusu, saldırganlığa veya çekingenliğe dönüşebilir.
Altını ıslatan çocukların yüzde 90’ının organları sağlıklıdır. Yine de doktorlar tedaviye organlardan başlar. Doktorlar idrar testi ve ultrason tedavisi sayesinde, çocuğun altını ıslatmasında organlarının etken olup olmadığını teşhis ederler. Doktorlar, altını ıslatmanın iki ayrı şeklini ayırt etmek ve çocuğun altını ıslatmasının hangi türden olduğunu tespit etmekle yükümlüdürler. Bu yüzden de tedavinin ilk etabında doktorlar birçok soru yöneltmelidirler.
Çocuğun ne zaman altını ıslatmaya başladı
Özellikle çocuğun ne zaman altını ıslatmaya başladığı, ailede altını ıslatan başka kişilerin bulunup bulunmadığı veya çocuğun hayatında onu derinden etkileyen olayların olup olmadığı gibi sorular çok önemlidir. Bu soruların yanı sıra pratik sorular da çok önemlidir: Akşam yemeğinden sonra çocuk çok miktarda sıvı içer mi? Ya da yatarken başucuna içecek bir şeyler alır mı? Veya tuvalet evin çok soğuk bir bölümünde midir gibi sorular da mutlaka tedavi için yöneltilmesi gereken sorular arasındadır. Uzmanlara göre, bu tür bir konuşma durumun dramatik bir hal almasını önler. Bu da son derece önemlidir, çünkü çocuklar da yaşadıkları bu sorunun üzüntüsü içerisindedirler. Geceleri altını ıslatan tek kişinin kendileri olduğunu zannederek, bu durumu arkadaşlarından gizlemeye çalışırlar. Aslında kendilerini bir yetişkin gibi hissederler ve okula giderler, ama akşamları da küçük bir çocuk gibi altları bezlenir.
Artık altlarını ıslattıkları zaman “suçlu” olmadıklarını anlarlar. Doktorlar da onları, en kısa zamanda bu durumdan kurtulacaklarına inandırırlar. Tedavinin akışı içerisinde çocuklar çişlerini tutmayı öğreneceklerdir. Tedavinin başarılı bir sonuç vermesinin tek kuralı, huzurlu bir ortamdır. Tedavi olan çocuğun anne – babası da, çocuklarının tedavisi esnasında bir psikoloğa başvurmalıdırlar. Çünkü bu sayede onlar da rahatlayacaklardır. Altını ıslatan çocuğun anne – babası, çocuklarının bu durumundan utanmamalıdırlar, tam aksine ona destek ve güven vermelidirler.
Altını Islatan Çocuklarda Aşama aşama tedavi
Primer altını ıslatmanın tedavisi çeşitli basamaklarda gerçekleşir. Anne baba ve çocuk için gerçekleştirilen bir takım bilgilendirmeler ve açıklamalardan sonra, tedavinin ikinci basamağında çocuk aktif olarak terapiye dahil edilir. Çocuklar için bir takvim tutma taktiği tavsiye edilir. Çocuk, altını ıslatmadığı geceleri bir güneş resmi ile, altını ıslattığı geceleri ise bir bulut resmi ile işaretler. Uzmanlara göre, bu takvim tutma yöntemi çocuğa kendine güven duygusu aşılar. Bazı doktorlar ise, takvim tutma yöntemini anne – babaların gerçekleştirmesini tavsiye ederler.
Takvim tutma yöntemindeki kuru gecelere üçüncü bir basamak da dahil olur: yüreklendirme. Çocuk. geçirdiği kuru geceler için bir güneş resmi çizerek, kendini daha da güçlü hisseder. Bundan dolayı da çocuk, anne babası tarafından ödüllendirilmelidir. Çocuğun ödüllendirilmesi son derece önemlidir. Anne – babalar çocuklarını kesinlikle azarlamamalı ve onlara ceza vermemelidirler.
Tedavinin dördüncü basamağı olarak idrar torbası için jimnastik hareketleri önerilir. Dolu bir idrar torbasını hissedebilmeleri için, gündüzleri çocuklar çişleri geldiğinde hemen tuvalete gitmemelidirler. Böylece mesanenin dolduğunu gece de hissederek, çişlerini tutabilirler. Çocuklar çişlerini gerçekten tutmayı, tedavinin beşinci basamağında öğrenirler. Bu basamak şartlanmadan oluşur. Çocuk uyumadan önce iyice konsantre olarak, kendisine sürekli olarak şu cümleyi söyler: “Eğer çişim gelirse, hemen uyanıp tuvalete koşacağım”. İnsanlar şartlandığı zaman çok derin uyumazlar ve daha kolay uyanabilirler. Bu tür çözümlerle çocukların gece altlarına kaçırmaları engellenebilir.
Çok acil durumlar için ilaç tedavisi
Çocukların altını ıslatmalarını önlemenin tedavisinde tıbbi ilaçlar da etkili olur. Bu tür ilaçları eczanelerden temin etmek mümkün. Ama bu ilaçlar mutlaka doktor kontrolü altında kullanılmalıdır. Uzmanlar şu uyarıyı da yapmakta fayda görüyorlar. Eğer çocuk bu ilaçların yanında başka ilaçlar da içerse, yan etkiler kaçınılmazdır.
Çocuklar bu tür ilaçları iki aydan fazla kullanmamalıdırlar. İlaçların yan etkileri olduğu için, sadece çocukların acilen kuru kalmayı öğrenmeleri gerektiği zamanda tavsiye edilirler. Örneğin, bir tatil esnasında veya aileyi bu durumdan biraz olsun rahatlatmak için. Ahmet’in annesi artık oğlunun primer tip altını ıslatmasına alıştı. Birçok ailenin bu gibi sorunlarla karşı karşıya kaldıklarını bildiği için de, artık bu durumu sorun haline getirmiyor.
Gerçi Ahmet’in kendisi de altını ve yatağını ıslattığı zaman kendi kendine kızıyor, ama artık o da başkalarından utanmıyor. Ahmet’in arkadaşları ve akrabaları da onun bu durumunu biliyor. Bir yerde yatıya kalmaya gittiği zaman, Ahmet’in altı bezleniyor. Ahmet’in durumunda olan çocuklar, mutlaka gelişimlerini tamamladıklarında tamamen sağlıklarına kavuşacaklardır.
Sağlıcakla Kalın.
İlginizi çekebilecek konular