Çocuğunuz iki dakika bile yalnız kalıp kendi başına bir şeylerle uğraşamıyorsa bu sizi herhalde çıldırtır. Anneler en azından bir kere sakin sakin telefonla konuşmayı ya da rahatsız edilmeden mutfağı temizlenebilmeyi hayal ederler.
Birçok yetişkin oyun oynamayı herkesin başarabildiğini düşünür. Oyun oynamak bir sanat değildir. Yetişkinler yarın bir gün anne ya da baba olduklarında bu düşüncelerini birden değiştirirler ve çocuklarının doğru dürüst oynayamadığını fark ederler. Onlar, sürekli anne ya da babalarının bacaklarına sarılarak kendilerinin oyalanmasını beklerler. Ya babayla atçılık oynanmalı ya da anneyle misafircilik. Ama ebeveynlerden biri birazcık gazeteye göz gezdirmek için ayağa kalksa ya da mutfağa gitse birden çocuğun da keyfi kaçar.
Bir türlü kendi kendine oyalanmaz. Peki, bu normal midir?
Evet, özellikle de çocuk bir buçuk ya da iki yaş civarındaysa. Çünkü oynamak kelimesi çocuğun kendini oyalamasından çok daha fazla bir anlam taşımaktadır. Çocuk oyun oynarken konsantre olmayı ve kendi başına karar vermeyi öğrenmelidir: Şimdi yeşil tahtayı mı alacağım yoksa mavi olanı mı, çizdiğim eve bir de baca yapmalı mıyım?
Bu şekilde çocuk sadece bedenini ve başarabileceklerini değil fantezi ve yaratıcılığını da geliştirir. Bazı çocuklar bunu erken yaşta ve çok iyi başarabilirler. Meraklı olmak ve bunların üzerine gitmek zaten onların doğasında vardır. Henüz üç tane oyun tahtasını üst üste koymayı başarmışlardır ama şimdi de bunların üstüne bir kitap koyduklarında ne olacağını merak ederler.
Eğer başaramazlarsa bir sonraki sefer tahtaların altına destekler koyarak tekrar tekrar denerler. Şimdi başarabilirler: belki annelerine seslenerek neler yapabildiklerini göstermeyi belki de birazcık övülme) isterler. İstedikleri övgüyü aldıklarında is en az 15 – 20 dakika bu oyunu devam ettirirler. Bir yaşındakiler ise çok kısa süre oyuna konsantre olabilirler.
Belirli bir süre sonra ise sıkılıp yeniden teşvik edilmeye ihtiyaç duyarlar. Ellerindeki oyuncakla başka nelerin yapılabileceğinin gösterilmesini isterler. Bu tür teşvikler çocuğa oyun arkadaşlarından ya da kardeşlerinden gelebilir. Eğer çocuğun çevresinde ona yardımcı olabilecek başka bir arkadaşı yoksa ona yardımcı olacak yine annesidir. Bir çocuk en geç dört ya da beş yaşında oyunda karşılaştığı zorluklarla kendi baş edebilmelidir. Bu sadece çocuğun kendine yetebilmesi ile ilgili değil aynı zamanda annenin kendine boş zaman yaratıp başka işlerle ilgilenebilmesi açısından da önemlidir.
Çocuğunuz Kendi Başına Nasıl Oynar?
Çocuğunuza karışmayın: Çocukların çoğu daha bebeklikten itibaren rahatsız edilmemeyi ve kendileri ile baş başa kalmayı isterler; örneğin kendi ayakları ile oynamayı, ışığın odasına yansımasını izlemeyi ya da ellerine geçirdikleri bir bez parçasını ağızlarında gevelemeyi çok severler.
Böyle anlarda kesinlikle çocuğunuzu rahatsız etmeyin, ona karışmayın ve çocuğunuzun o anda ilgilendiği işin sona ermesini bekleyin. Eğer çocuğunuzun daha bebekken kendi başına bir şeyler yapmasına izin vermezseniz ileride sürekli birilerinin kendisini oyalamasını bekler. Ayrıca çocuk neden kendisini sürekli oyalayan bir animatörü varken kendi kendine bir şeyler yapma gereği duysun ki?
2Yardım edin ama onun adına karar vermeyin: Çocuklar biraz daha büyüdüğünde belki oturup yürümeyi öğrendiklerinde oyunları da karmaşık bir şekil alır. Çocuklar özellikle 2 – 3 yaş civarında yapabileceklerinden daha fazlasını yapmaya çalışırlar. Bu zamanla onda sıkıntı yaratabilir ya da bütün oyun keyfini kaçırabilir. Böyle durumlarda çocuğu biraz hareketlendirmek ve yeni fikirler vermek gerekir ama bu onun yerine hareket etmenizi gerektirmez. Örneğin çocuğunuz oyun tahtaları ile bir kule yapmaya çalışıyor ama bu arada küçük tahtalardan başlayarak yukarı doğru büyükleri diziyor ve kalesinin sürekli yıkılmasına sinirlenerek bu işin böyle olmayacağını anlıyor.
Siz çocuğunuzun oyununu izlediniz
Siz çocuğunuzun oyununu izlediniz ve şimdi tahtaları elinden alarak doğrusunun nasıl yapılacağını gösterebilir, bu arada da ona “Bak işte bu böyle yapılır” diyorsunuz. Bence siz onun oyununa karışmamanız gerektiğini hatırlayın ve sadece tahtaları bir de ters dizmesini söyleyin yani önce büyükler sonra küçükler daha sonra da yavaşça onun oyunundan çıkın.
Beraber başlayın sonra onu yalnız bırakın: Eğer bu sefer çocuğunuz oyun oynarken değil de hiçbir oyun aklına gelmez ve bundan dolayı sıkıntı duyarsa o zaman çocuğunuzla beraber bir oyuna başlayabilir daha sonra kendi başına devam etmesini sağlayabilirsiniz. Ama oyuna başlamadan önce ona yalnız devam etmesi gerekeceğini hissettirin.
Onunla oyuna başladığınızdan kısa bir süre sonra kendi kendine devam etmesini, bazı işlerinizin olduğunu ama biraz sonra yanına gelip ona tekrar yardım edeceğinizi söyleyin. Eğer siz yanından uzaklaştıktan sonra o oyunu oynamak yerine başka şeylerle ilgileniyorsa, bunu da bir başarı olarak kabul etmelisiniz çünkü en azından kendi başına bir şeyler düşünerek kendini oyalamanın yolunu bulmuştur. Çünkü çocuğun oynayacağı oyunlar belirli kurallara bağlanmamalı bunun yerine açık ve değişken olmalıdır.
Yakınında bulunun: Çocuğunuz yalnız da oynasa emniyette olduğunu hissetmeye ihtiyacı vardır. Çocuğunuz ne kadar küçükse o kadar çok güven duygusuna ihtiyacı vardır. Siz mutfaktayken çocuğunuz oturma odasında oynuyorsa her iki kapının da açık olmasına dikkat edin böylece çocuğunuz mutfaktan gelen sesleri duyarak kendini güvende hissedecektir. Ayrıca çocuğunuz ne kadar sık başka çocuklarla oynarsa evde de o kadar çabuk size karşı belirli bir mesafe koymayı öğrenecektir. Çünkü başkalarıyla oynarken de annesi olmaksızın bir şeyler yapabileceğini öğrenebilir. Bu davranış da ileride yalnız oyun oynayabilmesi için iyi bir hazırlık olacaktır.
Çocuğunuzun Oyuncağını Doğru Seçin
Doğru oyuncak: Bir çocuğun belirli bir oyuncakla ne kadar süre ilgilenebileceği tabii ki o oyuncağın çeşidine de bağlıdır. En iyi olan oyuncak belirli bir oyuna bağlı olmayandır. Örneğin plastik bardaklar, 1-2 yaş arasındaki çocuklar bunların içine oyun tahtalarını doldurup boşaltmayı, eline bir kaşık alarak bardaklardan ses çıkartmayı ya da bardağı başına koyarak onun tekrar düşmesini seyretmeyi çok ilginç bir oyun olarak bulabilirler.
Çocuklar özellikle büyüklerinin o an yaptıkları işle meşgul olmaktan büyük mutluluk duyarlar. Örneğin siz çorbayı karıştırırken onun önüne de küçük bir tencere koyarak (içine biraz su koyabilirsiniz) eline de karıştırması için bir kaşık verebilirsiniz. Ya da gazete okumak istiyorsanız çocuğunuzun eline bir makas ve eski bir dergi vererek buradan bazı resimleri kesmesine izin verebilirsiniz böylece o da oyalanmış olur.
Az oyuncak dam ha çok oyun: Bazı çocukların o kadar çok oyuncakları vardır ki hangisi ile oynayacaklarını şaşırırlar. Bu nedenle çocuklarınızın oyuncak olmaksızın ya da daha az oyuncakla oynamalarını sağlamalısınız. Bu da oyuncaklarının bir kısmını ayırıp başka bir yere kaldırmanız için yeterli bir sebeptir. Böylece çocuğunuzun çok sıkıldığı zamanlarda ona bazı oyuncaklarını geri vererek oyalanmasını sağlayabilirsiniz. Buna rağmen çocuğunuz sizi yine de rahatsız ediyorsa, sizin de yapacak önemli işlerinizin olduğunu anlamalı ve her istediğinde onun isteklerine cevap veremeyeceğinizi bilmelidir.
Unutmayalım ki çocuğun anneye bağımlı veya bağımsız olması mutlaka annenin yaklaşımından kaynaklanmaktadır. Anne çocuğa güvenmeli, aşırı korumaktan kaçınmalıdır.
Sağlıcakla Kalın.
Gizli Hazineleri Keşfedin