Birçok anne baba, “Çocuğum artık üç yaşında bundan sonra her şey çok daha kolay olur” diye düşünüyor. Çünkü bu kanıya göre çocuk üç yaşına geldiğinde artık anne babanın sinirlerini zorlayan bağırıp çağırma dönemini geride bıraktığı düşünülür. Günlük ağlamaların, debelenmelerin artık geride kaldığı zannedilir. Fakat bu doğru bir düşünce değildir.
Anne babalar dört – beş – altı yaş çocuklarının da halen aynı tepkileri verdiklerini görürler. Küçücük şeyler çocukların kontrolden çıkmalarına neden olmaya devam etmektedir ne yazık ki. Örneğin; annesinin ona dondurma yerine çikolata alması çocuğun ağlamaya başlamasına neden olabilir. Ya da çocuk annesinin bir eşyasını kullanmak istediği halde annenin buna izin vermemesi de aynı tepkilere yol açabilir.
Çocuğun yaşı büyümüş olmasına rağmen hala aynı tepkileri vermesi bazı anne babaları tedirgin eder ve “Çocuğum hiç mi büyümeyecek?” sorusunu sormalarına neden olur. Uzmanlar anne babaların kendilerine bu tip sorular sormalarının gereksiz ve endişelenmelerinin de yersiz olduğunu söylüyor. Üç yaşına gelmiş çocukların birden değişmediklerini fakat önceki döneme (iki yaş dönemine) göre biraz daha büyüdüklerini fakat bu dönemde annelerin çocuğun birinci buhran dönemine girdiklerini de hatırlamalarında fayda vardır. Bu olgunlaşmanın çocuk büyüdükçe biraz daha geliştiğini de belirtiyorlar. Fakat günlük olaylarla baş edebilmek üç yaş çocuklarına halen biraz zor gelir. Bir şeyi yapmaya kalktıklarında ve başaramadıklarında sinirlenirler ve ağlamaya başlayabilirler.
Çocuklarının Ağlamasının Nedenleri
Çocukların bu şekilde sinirlenip ağlamalarının değişik nedenleri vardır.
Becerilerinin kısıtlı olması: Üç – altı yaş çocukları kendi becerilerinin üstünde şeyler yapmak istemeleri yapamadıklarında sinirlenmelerine neden olur.
Bu yaş çocukları kendilerini büyük ve güçlü hissettiğinden her şeyi yapabileceğine inanır ve hep en iyi olmak isterler. Yaşıtlarıyla sürekli yarış halindedirler. Anne babasının beklentileri de artar. Çocuk ilk iki yıl içinde yaptıkları için hep teşvik edilirken artık eleştirilere de maruz kalır. Yani üç yaşına geldiğinde artık ondan, ufak da olsa bir şeyler beklenmeye başlanır. Kendi becerileri doğrultusunda bir şeyler yapması gerektiğini öğrenmeye başlar. Bu da çocuğa zor gelir.
Çocuklarının durumuna üzülen ve ona yardımcı olmak istemelerinden dolayı anne baba ellerinden gelen çabayı göstermeye çalışırlar. Örneğin yaptığı bir resmi överek “Resimde yaptığın insanlar çok güzel olmuş” gibi cümlelerle çocuklarına cesaret vermek isterler. Fakat çocuklar o an böyle cümleleri duymak istemezler. Duymak istedikleri daha çok onları anladığını ifade eden cümlelerdir.
Anne baba çocuğun ilk tepkisinin geçmesini beklemeli ve ondan sonra ona destek olmaya çalışmalıdır. Ama ona hazır çözümler de getirmemeye dikkat etmeli, anne baba daha yol gösteren rolünde olmalı. Çocuk ancak bu şekilde bir şeyleri başardığı hissini yaşayabilir. Böylece çocuğunuzun kendine güveni de kendiliğinden artmış olur.
Dikkate Alınmamak Çocuğu Etkiler
Dikkate alınmamak: Her insanın sevildiği duygusunu yaşamaya ihtiyacı vardır. Çocuklar bu duyguya özellikle ihtiyaç duyarlar. Anne babalarının sevgilerine gereksinim duyarlar. Anne babanın sevgisi çocuğun sağlıklı gelişmesine yardımcı olur.
Aileye bir bebeğin katılması çocukta anne babasının sevgisini yitirme korkusunun olmasına neden olabilir. İşte bu korku ona saldırgan ve kızgın hareketler sergiletir. Onu azarlamak bir işe yaramaz tam tersi daha da kızgınlaşmasına yol açar. Ona eskisi gibi şefkat ve sabır göstermek gerekir. Arkadaşlarıyla arasında bir şeyler geçtiğinde de anlayışa ve ilgiye ihtiyacı vardır. Örneğin çocuk parkının kum havuzunda diğer çocuklar onun oyuna katılmasına izin vermediklerinde ya da arkadaşı doğum günü partisine davet etmediği için eve ağlayarak geldiğinde ona ilgili ve şefkatli davranmak gerekir.
Anne babaya kalsa çocuklarına bu tip hayal kırıklıkları yaşatmamaya çalışırlardı. İşte bu nedenle de çocuklarına yardımcı olmak isterler ve örneğin davet edilmediği doğum gününe davet edilmesini sağlamaya çalışırlar. Yapılan davranış ilk etapta çok iyi niyetli bir davranış olarak görünür. Fakat çocuğa uzun vadede pek de yardımcı olmaz. Çünkü çocuğun kendisi olaylarla başa çıkmasını öğrenmelidir. Çocuğuna yardımcı olmak isteyen anne babalar özgüvenini güçlendirme yoluna gitmelidir.
Çocuklar Beklemekten Sıkılır
Beklemekten sıkılmak: Çocuklar okul çağına gelinceye kadar “zaman” kavramına pek bir anlam veremezler. Bir şey istediklerinden onun hemen gerçekleşmesini beklerler. Bunun hep mümkün olmadığını ise çok zor anlarlar.
Dört – beş yaş çocuğuna da beklemek zor gelir. Neyi beklediklerinin hiçbir önemi yoktur. Örneğin tostun olmasını ya da salıncakta sıranın gelmesinin beklemek onları sabırsızlaştırır. En çok da anne babadan biri telefonda konuştuğunda sabırları tükenir. Sabırlarının tükendiğini de hemen belli ederler. Ya araya girip konuşmaya başlarlar ya da kardeşleriyle kavga ederler. Küçük çocuğu olan anne babalar rahat rahat telefonda konuşmak istiyorsa çocuğun uyuduğu saatleri seçmelidir.
Dört – beş yaşındaki çocuk anne babasının sürekli onunla ilgilenemeyeceğini anlamalıdır. Çocuğun sabretmesini öğrenebilmesi için anne babanın da ona sabırlı davranması gerekir. Örneğin oyun bloklarıyla oynadığında oyununu bitirmesi beklenmeli. Telefon örneğinde çocuğun karşı tarafla konuşması beklemesini kolaylaştırabilir. Ya da annesinin telefon görüşmesinden sonra ona vakit ayıracağını bilmesi sabırlı davranmasına yardımcı olur. Fakat çocuğa verilen söz yerine getirilmeye unutulmamalıdır.
Çocuklar Sınır Konmasından Hoşlanmaz
Sınırlar konması: Dört – beş yaş çocukları ne istediklerini bilirler. Fakat çoğu zaman adlarına anne babaları karar verir. Ne giyeceklerine, ne yeneceğine, hatta hangi oyuncağın alınacağına hep anne baba karar verir. Bu nedenle çocuklar kendilerini sınırlanmış hisseder ve tepki gösterirler. Örneğin “Sürekli siz karar veriyorsunuz” gibi cümlelerle karşılaşmak mümkündür.
Uzmanların anne babalara tavsiyeleri çocuğa mümkün olduğu kadar karar verme özgürlüğü tanımaktır. Örneğin giyinirken istediğini giymesine izin verilebilir. Ya da oyuncak seçiminde de biraz esnek olunabilir. Fakat tüm bunlar hiç bir yasak olmayacak anlamına gelmez. Çocuk ne kadar karşı çıkarsa çıksın onun yararına anne baba bunları uygulamalıdır. Çünkü her isteği olan çocuklar ileride tatminsiz ve mutsuz olabilirler. Bu nedenle çocuğu hayata hazırlamak için anne baba kararlı davranmalı ve taviz vermemeye özen göstermelidir. Çocuk mutlaka bir ılımlı disipline tabi tutulmalıdır. Çünkü disiplinin çocuğun kişilik gelişmesinde büyük rolü vardır.
Sağlıcakla Kalın.
Gizli Hazineleri Keşfedin