Çocuk felci, polio virüsü denilen bir mikropla ortaya çıkan son derece bulaşıcı, çoğunlukla sakatlık bırakan hatta ölümle sonuçlanabilen ve tedavisi olmayan bir hastalıktır. Aşılama ile etkin şekilde korunulabilen bir hastalık olmasına ve bugün dünyanın 152 ülkesinde hiç görülmemesine rağmen, çocuk felci maalesef ülkemizde hala görülmekte ve çocuklarımız bu hastalık nedeniyle sakat kalmakta ya da hayatını kaybetmektedir. “Polio” adı verilen virüsün 3 farklı tipi vardır. Bu tipler Tip 1, Tip 2, Tip 3 olarak adlandırılır ve her 3 tip de çocuk felcine neden olabilir. Çocuk felci vakaları ve salgınları en sık Tip l, daha sonra Tip 3 ve en az Tip 2 ile oluşur,
Çocuk Felci Nasıl Bulaşır?
Hastalık çevre koşullarının kötü olduğu yerlerde suların, besinlerin; mikroplu dışkı ile kirlenmesi ve kalabalık ortamlarda havaya yayılan mikropların solunmasıyla bulaşır. Ağızdan gelen virüs önce bademciklerde ve daha sonra ince bağırsaklardaki lenf düğümlerinde çoğalır. Buralarda çoğalmalarını tamamlayan virüslerin bir kısmı solunum ve dışkı yoluyla dışarı atılırken bir kısmı da kana karışarak kan damarları ve lenf damarları yolu ile merkezi sinir sistemine gider.
Merkezi sinir sistemine giren virüs sinirler boyunca ilerleyerek omuriliğe ulaşır ve burada özellikle bacakların hareketini sağlayan hücreleri harap ederek, felce neden olur.
Çocuk Felcinin Belirtilerinin Ortaya Çıkması
Hastalık, virüs vücuda alındıktan sonraki 7-14 gün içinde hafif ateş, baş ağrısı, kas ağrıları, bulantı, kusma gibi her hastalıkta görülebilecek ortak bulgular ile başlar. Hastalığın bazı kişilerde hafif belirtilerle atlatılması, yaygınlığını gizlemekte ve yayılmasını kolaylaştırmaktadır.
Bazı çocuklarda yaklaşık 30 gün içinde felç meydana gelir ve bu felçler kalıcıdır, çocuğu ömür boyu sakat bırakır. Virüsle temas eden kişiler felç olmasalar dahi virüsü solunum yolu ile 1 hafta, dışkı yolu ile 3 – 6 hafta yaymaya devam ederler.
Bazı çocuklarda ise hastalık çok daha ağır seyrederek, virüsün solunumu düzenleyen sinir hücrelerini etkilemesi ile ölüme neden olur. Felç durumunda kaslar sert ve kasılmış değildir. Çoğunlukla çocuğun ayağa kalkmasında ve yürümesinde zorluk olarak kendisini göstermektedir. Felç olan hastalarda bacak ya da kolda duyu kaybı yoktur. Hastalığın kesin tanısı, boğaz sürüntüleri, kan, beyin – omurilik sıvısı ve dışkı tahlilleri sonucunda konabilir.
Bebeklerde idrar tutukluğu, dışkıya çıkmada gecikme, karında şişlik, huzursuzluk, dalgınlık, sık soluma, ağız etrafında morluk gibi belirtiler dikkat çeker. Felçler çoğunlukla boyun, karın, gövde, göğüs, kol ve bacaklardaki kas gruplarındadır. Çocuk felcinin en ağır şekli özellikle yaşamın ilk yıllarındaki bebeklerde rastlanan solunum merkezini ve kafa sinirlerini tutan şeklidir.
Bir yaşından büyük yaş grubundaki hassas çocuklar ve yetişkinler mikrobu aldıklarında felç gelişmesi açısından daha büyük risk altındadır. Felç gelişen hastalarda ölüm oranı yüzde 2 ile 20 arasında değişmekte, ancak beyindeki solunum merkezinin etkilenmesiyle bu oran yüzde 40’a kadar çıkabilmektedir.
Çocuk Felcinden Aşı İle Nasıl Korunulabilir
Virüsle oluşan birçok hastalıkta olduğu gibi çocuk felcine karşı da etkili bir ilaç bulunmamaktadır. Tedavisi olmayan bu hastalığa karşı en etkin yol; korunma yani aşılamadır. Bugün dünyada ve ülkemizde iki tip çocuk felci aşısı bulunmaktadır.
- Canlı oral çocuk felci aşısı (OPV), geleneksel ağızdan damlatılarak uygulanan aşı.
- Güçlendirilmiş inaktive çocuk felci aşısı (IPV), modern karma aşıların içerisinde koldan yapılan aşı.
Çocuk Felcinde Ücretsiz Aşılama
1961 yılında geliştirilen OPV, turan mikrobun 3 tipine karşı da oluşturmaktadır. Aşı, yaşamın ikinci ayından başlayarak 1 ay ara ile toplam 3 doz şeklinde ağıza damlatılarak uygulanmakta ve bebek 18 aylık olunca bir hatırlatma dozu daha yapılmaktadır. OPV etkin bir aşı olmasına karşın, aşının verilmesi sırasında çocuğun tükürmesi ya da kusması veya ishal benzeri bağırsak enfeksiyonları geçiriyor olması etkinliğini azaltabilmektedir.
Aşı uygulaması esnasında ishali olan bebeklere 1 ay sonra 1 doz aşının daha uygulanması tavsiye edilir. Bu aşı diğer çocukluk dönemi aşıları ile birlikte ve aynı gün uygulanabilir. OPV aşısı ülkemizde tüm Ana Çocuk Sağlığı Merkezlerinde ve Sağlık Ocak’larında devlet tarafından ücretsiz olarak uygulanmaktadır. Ayrıca son 3 yıldır Nisan ve Mayıs aylarında polio aşılama kampanyaları düzenlenmekte ve aşılı olup olmadığına bakılmaksızın tüm 5 yaşın altındaki çocuklara ücretsiz olarak 2 doz OPV aşısı uygulanmaktadır.
Çocuk Felci Aşılama Süreci
Güçlendirilmiş IPV aşısı ise yeni ve modern üretim teknikleri kullanılarak kombine aşılar içerisinde yerini alan, etkin ve güvenilir bir aşıdır. OPV’nin canlı virüs içermesi nedeniyle nadiren de olsa aşıya bağlı çocuk felcine neden olması (uygulanan ilk 520 bin dozda 1 vaka) gelişmiş ülkelerde tamamen IPV kullanılmasına neden olmuştur. Bugün Amerika, Kanada, Fransa gibi birçok ülkede IPV kullanılmakta ve önerilmektedir. IPV aşısı da bebek 2 aylıkken 1- 2 ay ara ile toplam 3 doz şeklinde uygulanır ve 18 aylık bebeklere bir hatırlatma dozu yapılır. Yapılan çalışmalar çocuk felci hastalığına karşı en etkin ve güvenli korunmanın IPV ve OPV aşılarının ardışık kullanılması ile sağlanabileceğini göstermektedir. Böylelikle her iki aşının en önemli özellik ve faydalarından azami şekilde yararlanılmakta ve yüzde 100 korunma sağlanmaktadır.
İster IPV, ister OPV olsun aşı uygulamasından hemen sonra dahi bebeğe mama, süt ve diğer besinler verilebilir, bu konuda herhangi bir süre kısıtlaması yoktur. Çocuklarımızın bu hastalık nedeniyle sakat kalmaması ve çocuk felcinin ülkemizden, dünyadan kökünün kazınması için çocuklarımızın aşılarını ihmal etmemeliyiz, onları mutlaka aşılatmalıyız. Unutulmamalıdır ki; bireysel korunma olmadan toplumsal korunma olmaz.
İlginizi çekebilecek konular