Çocuklarda Alerjik Nezle Nedenleri ve Tedavisi

Gönderi paylaş:

Bahar aylarıyla birlikte havadaki çiçek tozlarının artması alerjileri yeniden gündeme getiriyor. Alerji veya aşırı duyarlılık olarak adlandırılan durum; vücudumuzun daha önceden karşılaştığı ve zararlı kabul ettiği bir madde ile yeniden karşılaşması durumunda, bu olaya aşırı tepki göstermesidir. Bu tepkinin asıl amacı; ilgili madde veya maddeleri ortadan kaldırmaktır. Ancak tepkinin çok şiddetli olması ile vücudun kendisi de zarar görür. İnsan vücuduna giren ve kanda kendine özgü bir karşıt madde oluşturan yabancı maddelere “antijen”, oluşturulan karşı maddeye ise “antikor” adı verilir. Bu antijen bir alerjiye yol açarsa o zaman “alerjen” adını alır.

Ülkemizde alerji hastaları için önemli polenler

Polenler tohumlu bitkilerde erkek organların başçıklarında bulunan ve daha sonra dağılan erkek döl hücreleridir. Bunlar bitkilerin döllenmesini sağlarlar. Polenler arasında alerjik hastalıklarda önemli rol oynayanları yabani ot polenleri, çayır polenleri ve ağaç polenleri olarak 3 alt gruba ayırabiliriz. Bahar aylarında polenler genel olarak günün erken saatlerinde atmosfere yayılırlar. Yağmur, polen sayısını artırırken, sis havadaki polenlerin yayılmasını önler.

Ülkemizde yapılmış olan araştırmalara göre en sık alerji yapan yabani ot polenleri, yavşan, sinirotu, soda otu, kuzukulağı, dikçam otu, ak kaz ayağı, çayır polenleri; ayrıkotu, kedi kuyruğu, delice otu, domuz ayrığı ve yumak otu, ağaç polenleri; kızıl meşe, fındık, zeytin, ıhlamur, aksöğüt, karaağaç, bazı çınar türleri, kavak ve bazı çam türleridir. Ağaç polenleri daha çok ilkbaharda, çayır polenleri daha çok yazın, yabani ot polenleri ise daha çok yaz sonu – sonbaharda etkili olmaktadır.

Çocuklarda alerjik nezle

Burnun iç yüzeyi mukoza adını verdiğimiz ince bir tabaka ile örtülüdür. Mukoza içinde hem burnun nemli kalmasını sağlayacak maddeleri yapan hücreler hem de vücut savunmasında görev alan hücreler bulunur. Burun mukozası dış ortama çok yakın olduğundan alerji yapıcı maddelerle sık karşılaşmakta ve duyarlı hale gelmektedir. Bunun sonucunda burun mukozasında genellikle kalıcı olan bir iltihaplanma oluşur. Bu iltihaplanma ise burun mukozasında kalıcı bir morluğa neden olur. Bu değişimler sonucunda hastalarda aksırık, burun kaşıntısı, burun akıntısı, burun tıkanıklığı, gözlerde kaşıntı ve sulanma ve damakta kaşıntı gibi belirtiler oluşur.

Alerjik nezle veya tıbbi adıyla alerjik rinit adı verilen bu hastalık tüm yıl boyu sürebildiği gibi sadece ilkbahar – sonbahar gibi mevsimlerde de görülebilir. Alerjik nezleli hastaların çok önemli bir kısmında aynı zamanda sinüzit de görülür. Tekrarlayan veya düzelmeyen sinüziti olan çocuklarda mutlaka alerjik bünye, özellikle alerjik nezle yönünden araştırma yapılmalıdır.

Alerjik nezle nasıl tanınır ve tedavi edilir?

Alerjik nezlenin tanısı her zaman kolay değildir. Hastanın mutlaka kulak burun boğaz uzmanı ve alerji uzmanı ile birlikte değerlendirilmesi gereklidir. Fizik muayene bulgularına ek olarak burundan hücre incelemesi, kan tetkikleri ve deri testleri yapılmalıdır.

Bu hastalarda sinüzit de sık görüldüğü için bu yönden de hastanın incelenmesi gereklidir. Tanı konulduktan sonra hastalara genel önlemlerin yanı sıra ağızdan antihistaminikler ve burundan sprey şeklinde ilaçlar verilir. İlaçlar doğru ve düzenli olarak kullanılmazsa alerjik nezlenin tamamen düzeltilmesi çok zordur. İlaç tedavisi ile kontrol edilemeyen hastalarda uzaklaştırılamayan alerjenin dış kısmını örten zar tabakasına konjunktiva adı verilir.

Solunum yolu ve burun yüzeyini örten zar gibi, bu zar da alerjik hastalıklarda etkilenerek iltihaplanabilir. Gözde alerjik nedenle oluşan 3 önemli hastalık vardır. Bunlar; alerjik konjunktivit, vernal konjunktivit, atopik keratokonyunktivittir. Alerjik konjunktivit gözün en çok rastlanan alerjik hastalığıdır. Hastalığın nedeni; dışarıdan gelen alerjenlerin doğrudan gözkapağının içinde bulunan mast hücrelerini uyarmasıdır. Mevsimsel ve yıl boyu olmak üzere iki şekli vardır. Mevsimsel şekli genellikle ilkbaharda başlayan ve polen mevsiminin bitmesiyle kendiliğinden düzelen şeklidir. Bu şekli genellikle burun alerjisi ile birliktedir. Buna alerjik rinokonjunktivit adı verilir.

Alerjik konjunktivitte sorumlu olan alerjenlerin başında çayır otu polenleri gelir. Yıl boyu süren şeklinde ise belirtiler mevsimsel değişme göstermeden tüm yıl boyunca sürmektedir. Her iki şeklinde de hastalarda gözlerde yanma, sulanma, kaşıntı, çapaklanma ve gözkapaklarında şişme görülür. Gözkapağının iç kısmında kızarıklık, şişme ve damarlarda belirginleşme vardır. Vernal konjunktivit ve atopik keratokonjunktivit çocuklarda daha az görülür.

İmmünoterapi (Aşı tedavisi)

Alerjik hastalıkların bazılarında (astım, saman nezlesi gibi) alerjiden sorumlu maddenin küçük miktarlarda hastaya verilmesi ve bunun giderek artırılması ile hastanın ilgili alerjenlere duyarlılığı azaltılabilir. Bu tedaviye immünoterapi veya halk arasındaki adıyla “aşı tedavisi” denir.

İmmünoterapi günümüzde birkaç ülke dışında bütün dünyada uygulanmaktadır. Bu tedavinin doğru uygulandığı takdirde etkili olduğu kabul edilmektedir. Ancak immünoterapinin uygulanabilmesi için hastanın mutlaka alerjik olduğunun gösterilmesi ve ilaç tedavisine rağmen düzelmemiş olması gereklidir. İmmünoterapi yanlış uygulandığı zaman etkisiz olmasının yanında zararlı da olabilmektedir. Bu nedenle mutlaka bir alerji uzmanı tarafından yapılmalıdır.

Sağlıcakla Kalın.

Özel İçerikler Burada: Diğer Yazıları Kaçırmayın

Leave a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir