Geceleri çocuğunuzun uykusu öksürükten ve nefes darlığından dolayı bölünüyor mu? Zaman zaman halsiz görünüyor mu? O zaman onu mutlaka bir uzmana göstermelisiniz. Çünkü bu belirtiler, son yıllarda oldukça sık görülen astımın habercisi olabilir.
Ülkemizde astımı olan çocukların sayısı gittikçe artıyor. Günümüzde her 10 çocuktan biri astım hastası ve ne yazık ki, bu oranın uzmanlar tarafından artışı bekleniyor. Aslında hiç de hafife alınmaması gereken bu hastalık, büyük şehirde yaşayan anne babaların çocuklarını özellikle de erkek çocuklarını tehdit ediyor. Kalıtımsal bir zeminde, çeşitli çevre faktörlerinin etkisiyle ortaya çıkan astımın belirtileri; öksürük, nefes darlığı, hırıltı ve balgam
Uzmanlar astımı şöyle tanımlıyor: “Genel anlamıyla astım, çocukluk çağında en sık rastlanan ve bronşların zaman zaman daralması ile oluşan kronik bir solunum hastalığıdır. Ancak gerekli önlemler ve etkili tedavi yöntemleri ile kontrol altına alınabiliyor ya da tamamıyla iyileşebiliyor.”
Astım nedir?
Astım krizlerinde, alerjik reaksiyon sonucu, solunum yollarında bir daralma oluşuyor. Bu daralma da çocuğun rahat nefes almasını engelliyor. Çünkü solunum yollarında bulunan kaslar kasılıp sisi yor ve bu sırada mukusun (sümüksü sıvı) fazla salgılanmasına neden olduğundan, akciğerlere doldurulan havanın dışarı verilmesi engelleniyor.
Uzmanlar, “Böyle durumlarda çocuk adeta boğazına bir şey kaçmış gibi zorlanıyor ve güçlükle nefes alıp veriyor. Ancak, doğru bir tedavinin sonunda, 13 – 14 yaşlarındaki çocukların yüzde 50’sinde iyileşme görülüyor. Bunun nedeni, çocuğun gelişimiyle birlikte bronşlarının da genişlemesi. Tümüyle iyileşme kaydedilmeyen hastalar ise, ilaçlarla kontrol altında tutuluyorlar. Ve bunların yüzde 40’ı yetişkin birer birey olduğunda, ilaç kullanmaya devam ediyor”, açıklamasında bulunuyor.
Çocuklarda astım nedenleri
Astım, kalıtımsal ve çevresel faktörlerin etkisiyle gelişiyor. Uzmanlar, bu konuda: “Deri ve mukozadaki aşırı duyarlılık, genellikle kalıtım yolu ile ortaya çıkıyor. Ancak hangi genlerin buna yol açtığı henüz tam olarak bilinmiyor.
Anne ya da babası astımlı olan çocukların bu hastalığa yakalanma riski yüzde 25, hem anne, hem de babası astımlı ise ya da alerjik bir rahatsızlığı bulunuyorsa, hastalığa yakalanma oranı; yüzde 50 – 75’tir” diyor. Çevresel faktörlerin başında ise alerjenler yer alıyor. Uzmanlar, çocuklardaki astımın yüzde 80’inin alerjik reaksiyonlara bağlı olduğunu söylüyor ve sözlerine şu şekilde devam ediyor: “Alerjik astımlı çocukların yüzde 80 – 90’inin, ev tozu akarlarına karşı duyarlı olduğu tespit edildi. Polenler, küf mantarları ve diğer maddeler de bunların arasında sayılabilir.”
Gece nöbetleri hayatınızı karartabilir
Astımlı çocukların bronşları aşırı duyarlı olduğu için normal insanı etkilemeyen faktörler, onların öksürük nöbetlerine tutulmalarına neden oluyor. Bu nöbetler, özellikle geceleri ve sabaha karşı, bronşların hassasiyeti arttığında ortaya çıkıyor.
Astımlı çocuklar için nefes vermek, nefes almaktan çok daha zor geliyor. Böyle durumlarda, çocuk yatağında dik oturup, ciğerlerinde sıkışmış kalan havayı dışarı vermeye çalışıyor. Eğer çocuğunuz arka arkaya öksürüyor, nefes alıp verirken ıslığa benzer sesler çıkarıyor ve sürekli halsiz görünüyorsa, onu mutlaka bir uzmana götürmelisiniz.
Erken teşhis çok önemli
Her hastalıkta olduğu gibi astımda da erken teşhis büyük önem taşıyor. Astımda görülen belirtiler, eğer kontrol altına alınmazsa, ağır krizlerin gelişmesine yol açabiliyor. Uzmanlar, astımın ihmal edilmesi durumunda, bronşlarda kalıcı hasara neden olabileceğine dikkat çekiyor ve “Hastalık erken yakalanıp, tedavi edildiğinden, ağır krizlerin meydana gelmesi engellenebiliyor. Bu nedenle kısa sürede birtakım koruyucu tedavilerle nöbetlerin sıklığı ve şiddeti azaltılmalı” açıklamasında bulunuyor.
Çocuklarda Astım tedavisi imkansız değil
Astım tedavisinin süresi, hastalığın ağırlık derecesine göre değişiyor. Kriz oluşumunu engellemek için bazı koruyucu tedavi yöntemleri uygulanıyor. Koruyucu tedavi yönteminde inhale kortizonlar, kromolinler, nedokromil kullanılıyor. Bunların, düzenli olarak, her gün alınması gerekiyor. Ayrıca bu koruyucu ilaçların antienflamatuar, yani iltihap önleyici özellikleri de bulunuyor. Bunun yanında son yıllarda geliştirilen, oral yolla alınan, lökotrien antagonistlerin (montelukast, zafirlukast) hiçbir yan etkisi de bulunmuyor.
Özellikle küçük çocuklarda kullanılan ketotifen maddesi de kısmen koruyucu etkisi olan bir antihistaminik. Bu ilaçlar, düzenli olarak alındığında, solunum yollarının aşırı duyarlılığı azalıyor, şişmesi ve aşırı miktarda mukus oluşumu önleniyor. Nöbet sırasında ise, teofilin, beta 2 mimetikler, ipratropium bromid ilaçları kullanılıyor. Bu ilaçlar bronşları genişleterek, nöbeti sonlandırıyor. Bazen, atak sırasında kısa süreli sistemik kortizon da verilebiliyor.
Uzmanlar ilaçların önemini şu şekilde açıklıyor: “İlaçlar düzenli olarak çocuğa verilmediğinde, hastalığın korkutucu etkileri kaçınılmaz oluyor. Genellikle çocuklara astım tedavisinde, nefes açıcı kortizon spreyleri (inhelasyon) veriliyor. Bu spreylerin yan etkisi sanıldığı kadar çok değil.” Astımlı çocuğu olan aileler, hastalığın kronik olduğunu ve bu durumun sürekli yineleneceğini unutmamalı. Çocuk, çok sağlıklı göründüğünde bile, sürekli kontrol altında tutulmalı.
Eğitim, tedavide etkili
Tedavinin iyi bir sonuç vermesi için anne baba ve çocuğa, bu hastalık hakkında yeterince bilgi verilmeli. Çocuk, seminerlerde hastalığı hakkında tüm bilgileri ediniyor, ilaçların tedavideki yerini ve önemini kavrayabiliyor. Aynı zamanda anne babanın da katıldığı bu toplantılarda inhelasyonun en doğru kullanımı öğretiliyor.
Çocuklarda astım uyarıcıları ortadan kaldırabilirsiniz
Ev akarlarına karşı duyarlıysa
Çocuğunuzun odasına silinebilir mobilyalar yerleştirin. Her gün nemli bir bezle odanın tozunu alın. Hali, perde, yıkanamayan ve toz barındıran eşyalar, çocuğun odasına yerleştirilmemeli. Evcil hayvan beslemekten de kaçınmalısınız. Yatağın şiltesini, toz tutmayan bir yüz ile kaplayın. Yorgan ve yastığının sentetik dolgulu olmasına dikkat edin.
Polenlere karşı duyarlıysa
Polenlerin arttığı ilkbahar aylarında kapı ve camin akşama kadar kapalı olmasına özen gösterin. Toz ve polen tutan tüm eşyaları odadan çıkarın. Çocuğunuzun saçlarını yatmadan önce mutlaka yıkayın. Kıyafetlerini çocuk odasının dışında iyice fırçalamayı ihmal etmeyin.
Küf mantarına karşı duyarlıysa
Odasından saksı çiçeklerini kaldırın. Nemli duvarlarda oluşan küf mantarlarını temizleyin. Meyve ve sebzeleri, iyice yıkadıktan sonra çocuğunuza verin. Tatil için çiftliğe ya da köye gitmekten kaçının. Aksi takdirde çocuğunuzun alerjisi artabilir. Ve hepsi için geçerli olan en önemli kural ise; eğer kullanıyorsanız, bir an önce sigarayı bırakın. Çünkü astımlı çocukların kesinlikle sigara dumanından uzak olmaları gerekiyor.
Sağlıcakla Kalın.
Özel İçerikler Burada: Diğer Yazıları Kaçırmayın