Çocukların Ruhsal Sorunları ve Çözüm Yolları

Gönderi paylaş:

8 yaşındaki Ayşe artık arkadaşlarının oyunlarına katılmıyor. Teneffüste tek başına kalıyor ve derslere hiç ilgi göstermiyor. 7 yaşındaki Faruk sürekli gerginlik yaşıyor. Sıkça sinirlenip öfkesini sert biçimlerde dışa vuruyor. En ufak bir tartışmada kendini kaybediyor, bağırmaya başlıyor, tekme atıyor veya arkadaşlarıyla kavga ediyor. 5 yaşındaki Mehtap ise sürekli kabızlık çekiyor. Sağlık yönünden hiçbir sorunu olmamasına ve aldığı besinleri değiştirmesine rağmen, kabızlığı iyileşmiyor.

6 yaşındaki Rafet geceleri terler içinde korkarak çığlık çığlığa uyanıyor, titriyor ve ancak anne ve babasının yatağına yattığında tekrar uykuya dalabiliyor.

Bütün bu çocukların yaşları 10’un altında.

Çocuklarda görülen bu davranış bozuklukları şayet sadece birkaç hafta sürüyorsa, zararsız bir süreç olarak değerlendirilir. Fakat sinirlilik, çekingenlik veya uykusuzluk gibi tepkiler aylarca devam ediyorsa, çocuğun ruhsal problemleri olduğu düşünülür. Bu tip dengesizlikler İçin birçok sebep bulunabilir. Fakat anne ve babalar çoğunlukla bunları dikkate almazlar.

Anne ve babalar, çocuklarının sorunları olduğu zaman, dikkatlerini bu tarafa yöneltmekten çekinirler, çünkü bu durumu kişisel eğitimlerinde yanılgı olarak kabul etmekten rahatsızlık duyarlar. Bir uzmanın açıklamasına göre, ebeveynlerin eğitim politikalarında çelişkiye düşmeleri ve bundan dolayı çocuklarında davranış bozukluğunun oluşmasını kabul etmeleri konusunda hassas oldukları kadar, hiçbir konuda hassas değildirler. Bunun da sebebi, aftık günümüzde anne ve babalar, çocuklarının eğitiminde her şeyi doğru yapmayı amaçlarken, özellikle kendi ebeveynlerinin yaptığı yanlışlardan kaçınmak isterler.

Bütün bu arzularına rağmen, anne ve babalar, düşüncelerinin kurguladıkları gibi sonuç vermediğini görme durumunda kalırlar. Özellikle dikkat edilmesi gereken nokta ise, çocuklar önceden belirlenemez; çünkü onlar programlı hareket etmezler. En azından ilk çocukta eğitim büyük ölçüde deneme ve yanılmaya dayanır. Bundan dolayı eğitimde birçok hatanın yapılması normaldir. Zaten bunu kabul eden ebeveyn, kendi anne babalarından daha modern görüşlü olduklarını da ortaya koymuş olur. Uzmanlardan yardım ve çözüm isteyen kişiler, söz konusu sorunu çözümleme şansına da sahip olurlar.

Ülkemizde ebeveynlere bu konuda akıl verebilecek birçok pedagoji merkezi veya aile danışma merkezleri bulunmaktadır. Bu merkezler, ihtiyaç karşısında çözüm arar ve sağlarlar. Pedagog veya çocuk ruh sağlığı uzmanlarıyla görüşen anne ve babalar, konuşmanın içeriği veya akışı konusunda şaşkınlığa uğrarlar.

Ebeveynlerin yaptıkları eğitim hataları aranmaz

Çünkü konuşma esnasında ebeveynlerin yaptıkları eğitim hataları aranmaz. Bir uzmanın bu konudaki açıklamaları şöyledir: “Birçok anne baba onları suçlayacağımızdan korkuyorlar. Bana özellikle, ev içindeki ilişkilerinin ve aile yaşantılarının sağlıklı olduğunu açıklama gereği duyuyorlar”. Böyle bir durumda yapılan ilk adım, ebeveynlerin savunma gereksinimlerini ortadan kaldırmak, soruşturma masasında olmadıklarını ve özellikle de çocuk davranışlarında görülen sorunlarda, bir suçlunun aranmadığını anlatmaktır.

Çocukların davranışlarında bozukluk yaratan birçok etken vardır ve çoğu da ebeveynler tarafından kontrol edilemez. Çocuğu ruhsal yönden hasta eden sebeplerden bazıları okuldan, anaokulundan veya bazen de ailenin kendi içindeki düzenden kaynaklanabilir. Psikologlar aile ortamını, herkesin birbirini etkilediği kapalı bir sistem olarak değerlendirirler.

Herhangi bir konuda bir değişiklik söz konusu olunca: mesela baba işsiz ise ve aileye yeni bir bebek katılırsa, sistemin tamamı kolaylıkla dengeden çıkabilir. Özellikle ailenin en hassas yeri sayılan çocuklardan birinde, mutlaka bir rahatsızlık meydana gelir. Bu konuda bir uzmanın açıklaması şöyle; “Çocuklar sorunlar karşısında, aynı küçük sismograflar gibidirler. Kendileriyle ilgili olmayan sorunlara bile duyarlıdırlar”. Bir terapist, şiddetli bir korku yaşamış olan 8 yaşındaki Canan’dan şöyle bahsediyor: Canan’ın ‘ en büyük kaygısı, ailesinin onu terk edebileceğidir. Terapi esnasında sorunun temeli kısa sürede ortaya çıkar; Can’ın ağabeyi evlatlık verilmiştir. Ailenin içinde bu konu hakkında hiçbir konuşma geçmemiştir. Fakat Canan, ailenin içinde bir sırrın var olduğunu hisseder; ona göre, annesi bir çocuğunu başka kişilere vermiştir ve Canan da bunun sebebini kendisinde aramaktadır.

Ebeveynler, çoğunlukla farkın da olmadan çocuklarına sinyaller gönderirler.

Bu sinyaller çocuklarda korku yaratır veya çekilmez beklentilerin baskısı altına girmelerine sebep olur. Ebeveynlerin çocukluk döneminden bilinçaltında gizli kalan olaylar da, eğitime büyük oranda yansır. Buna tipik bir örnek:  6 yaşında olan Berna, karnı doysa bile yemeye devam eden obur bir çocuktur. Annesi masada oturmadığı bırakıncaya sürece, kadar herkes yemeye devam eder. Şayet annesi masada oturursa, yemeği çekinerek yer.

Terapistle yapılan kısa bir konuşma

Terapistle yapılan kısa bir konuşma sonrasında, bunun sebebi ortaya çıkar.  Anne, çocukluğunda kendi annesinden sürekli kardeşinden daha şişman olduğunu dinlemek zorunda kalmıştır. Bundan dolayı kendini dışlanmış hissettiğinden, çocukluğundaki bütün sorunlarını formuna yansıtır.   Kendi kızında da aynı durumun olmasını engellemek ister ve böylelikle kızını bilinçsizce sorunlu yeme davranışına iter. Berna bu konuda annesinden farklı tepki verir, o annesi olmadığı zaman istediği kadar yemek yemeye devam eder, sadece onun varlığında çekingen davranır. Tedaviye ileride oluşabilecek yeme sorunlarını engelleyecek katlar erken başlanılır.

Ruhsal problemler çoğunlukla çok geç fark edilir. Pedagoglara göre, şayet çocuk aylarca mutsuz davranır, çevresindeki insanlara da mutsuzluk verirse veya ebeveynler çocuklarıyla iyi iletişim kuramadıklarını hissederlerse; mutlaka bir uzmandan psikolojik yardım istemeleri gerekir. Çocuğun ruhsal sorunlarını belirgin bir şekilde gösteren sayısız sinyaller vardır. Bunlar içinde; öğrenme veya uyuma sorunları, yatağını ıslatması, kekelemesi, ürkek davranması veya sinirinin kontrolsüzce boşalması sayılabilir.

Çoğu ebeveynler, çocukları saldırgan davranmaya başladığında veya okulda başarısızlık göstermesi durumunda uzmanlara danışırlar. Çocuklarının sorunları olduğunu da çoğunlukla anaokulundaki eğitmenler veya okuldaki öğretmenlerden öğrenirler.

Uzun süre tedavi gerektirecek ise

Şayet çocuktaki sorun uzun süre tedavi gerektirecek ise, ebeveynler çocuk psikiyatri merkezlerine veya aile danışma merkezlerine gitmeliler. Çocukların ruh sağlığını iyileştirmek amacıyla yapılan tedavilerin çeşitli yolları vardır. Bu yöntemler çocuğun sorununun boyutuna göre değişir. Terapistler çocuklara, oyun ve oyuncaklarla yavaşça yaklaşırlar ve çocukla beraber çözüm yolları arayarak, çocuğun benlik duygusunu geliştirici çalışmalar yaparlar. Çocuk, terapistin yanında içinde bastırdığı bütün duyguları ortaya çıkarabilir. Sonra da ruhsal dünyasını düzene sokmak için çalışmalar yaparlar.

Bir uzman, ailesi tarafından ateş canavarı olarak nitelendirilen Hakan’dan söz eder. üşürken, sık sık evi yakmaya teşebbüs etmiştir. Uzmanlara göre yakma arzusu, saldırganlık duygusunun taştığını gösterir; bu duygu 6 yaşındaki Hakan’da da vardır.

Anne ve babası tarafından yüceltilmiş ve fazla sınırlama getirmeden yetiştirilmiş olan 6 yaşındaki Hakan, “dur” denmesi için bir dayanak aramaktadır. Sınırları hissedemediği için öfkesi sürekli artar. Sonuçta tedavi için götürüldüğü terapi merkezinde, terapistin yardımıyla saldırganlık duygusunu kontrol altına almayı öğrenir. Terapist, deneyimini şöyle anlatmaktadır; “Böyle bir durumda ateş iyi bir terapi ilacıdır.

Oyun parkındaki kumluğun içinde Hakan’la  beraber bol bol ateş yaktık, volkanlar ve kağıttan dağlar yapıp, onları da yaktık. Son olarak da mum eriterek, erimiş mum damlalarından resimler yaptık. Hakan, artık saldırganlığını ve ateş yakma dürtüsünü kontrol altında tutabiliyor”.

Sağlıcakla Kalın.

Hayal Gücünüzü Besleyin: Benzer Konulardaki Bağlantıları İnceleyin

Leave a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir