Doğum Sonrası Lohusalık Dönemi ve Anne Psikolojisi

Lohusalık döneminde annenin yeniden normal hayata dönüm süreci başlar. Özellikle fiziksel değişimler normale dönerken anne psikolojisi de bu dönemde önemli değişimler geçirir. Özellikle bu dönemde lohusalık depresyonuna dikkat edilmelidir. Unutmadan hatırlatalım bu dönemi ne olursa olsun yalnız geçirmemeye, annenizin ve eşinizin desteğiyle bu dönemi atlatmaya dikkat edin. Bu dönem özellikle psikolojik yönden tek başına çok zor atlatılabilen bir dönemdir. Bu yazımızda sizlere lohusalık nedir? lohusalık döneminde neler yaşanır? ve Lohusalıkta anne psikolojisinden bahsedeceğiz.

Bir bebeği sağlıklı bir şekilde dünyaya getirebilmek kuşkusuz her anne adayının isteğidir. Ancak annelerin bu sevinçlerine bazı lohusalık sıkıntıları da eşlik eder. Ortalama 6 hafta süren bu dönem, bazen bebek sahibi olan anneler için geçmek bilmeyen bir süre gibi gelir.

Hamilelik süreciniz doğumla sonuçlanınca bütün sıkıntıları geride bıraktığınızı düşündünüz. Bebeğinizi kucağınıza aldınız ama sizin için fizyolojik ve psikolojik olarak yeni bir sürecin başladığını bilmeniz gerekiyor. Çünkü ortalama 6 hafta süren lohusalık döneminin, en az hamilelik kadar önemli bir dönem olduğunu unutmayın.

Hamilelik esnasında vücutta meydana gelen değişmelerin eski haline dönüşüm süreci anlamına gelen ve ortalama 6 haftalık süreç lohusalık olarak tanımlanıyor.

Bu süreçte bazı vücut değişimleri 6 haftalık süre ile sınırlı kalırken, bazı vücut değişimleri kalıcı olarak yaşanıyor.

Rahim ağzında olan değişiklikler, bu kalıcı değişiklikler arasında yer alıyor. Çünkü rahim ağzı doğum esnasında 10 santimetre kadar açılıyor. Doğum ancak sezaryenle doğumun erken evrelerinde gerçekleşmişse, rahim ağzı doğum öncesi görünümünü koruyabiliyor.

Vajina girişi ve vajina ağzındaki değişiklikler, doğum ile birlikte kalıcı bir değişikliğe uğruyor. Özellikle de doğum sayısı arttıkça vajinadaki gevşeme de buna bağlı olarak artar.

Doğum sonrası karın ve meme cildindeki oluşan gümüş renkli çatlaklar da her ne kadar bayanlar istemediği durumlar arasında yer alsa da vücutta kalıcı olan değişimler arasında.

Lohusalık döneminde yaşanan değişimler

Doğum sonrası annenin vücudunda yaşadığı geçici değişiklikleri şöyle sıralamak mümkün.

Loşi: Rahim içindeki artık dokuların doğumdan sonra atılması, loşi denilen akıntı halinde olur. İlk hafta içinde kırmızı kan görünümünde olan loşi, ardından sari, nihayet beyaz renge dönüşerek birkaç hafta içinde kaybolur. Loşide eğer kötü koku veya yeşilimsi bir renk varsa rahim içindeki bir enfeksiyonun habercisi olabilir.

Doğum sonrası kanamanın bol olması veya uzun sürmesi rahim içinde plasenta (bebeğin eşi) veya zarlardan bir kısmının içerde kaldığı anlamına gelebilir. Bu durumda rahim içinin kürtajla temizlenmesi gerekebilir.

Kasık ağrısı: Doğumdan sonra rahmin yaklaşık olarak göbek hizasında olması lohusada kasık ağrılarına yol açabilir. Rahim kasılarak küçülmeye başlar ve 1 hafta içinde kalça kemiği içine kadar geriler. Adet sancısına benzer ağrılar yapan bu kasılmaları anne, en çok da emzirirken hisseder.

Memelerde ağrı: Annenin genellikle süt birikmesine bağlı olan meme ağrılarını azaltabilmesi için göğüslerindeki sütü boşaltması gerekir. Göğüslerine bu uygulamayı gerçekleştiren anne, böylece, bebeği için yeni süt yapımını gerçekleştirmiş olur. Ancak, lohusalıkta, annede ateş, meme üzerinde sıcaklık-kızarıklık varsa mastit gelişmiş olabilir. Böyle bir durumun tedavisinde antibiyotik kullanılır.

Ayrıca, emzirmeye de devam edilmesi tavsiye edilir. Mastitin tedavi edilmediği hallerde apse gelişebilir. lohusanın bu gibi durumlardan korunması için meme başının tercihen temiz bir suyla silmesi ve bebeğin, memeyi doğru almasını sağlamaya çalışması gerekir. Bir de göğüs ucu için piyasada bulunan çeşitli merhemlerin kullanımıyla ilgili olarak bir uzmana danışmakta fayda var.

Yara enfeksiyonu: Lohusalıkta en sık görülen şikayetlerden bir tanesi de doğum için açılan kesikler üzerindeki enfeksiyonlardır.

Normal doğumda epizyotomi yani doğumu kolaylaştırmak için vajina kenarında doktor tarafından yapılan keside, sezaryende ise kesi üzerinde iltihaplanma olabilir. Kesi bölgesi kirlenmeye müsait bir saha olduğu için bakımına dikkat edilmesi gerekir. Bunun için her tuvaletten sonra kesinin üzeri antiseptik bir solüsyonla yukardan aşağıya doğru temizlenmelidir. Kullanılan dikişler kendiliğinden eriyen tipte olduğundan ıslak bırakılırsa kolayca erir ve kesi yeri açılabilir. Bu nedenle iyice kurulanmalıdır. Her şeye rağmen epizyotomiler son derece hızlı iyileşirler.

Lohusalar bazen kesi bölgesinde çok şiddetli ağrı yaşayabilir. Kesi yeri içinde kan birikmesi anlamına gelen hematomun boşaltılması gerekir. Sezaryen kesisinden iltihabi akıntı gelmesi de yine bir enfeksiyon göstergesidir. lohusalıktaki beslenme emzirmeyi etkiler Anne sütünün önemi bir bebeğin gelişimi için büyük önem taşır. lohusanın beslenmesiyle, bebeğine vereceği süt doğru orantılı olduğundan, anne beslenmesine bu açıdan özen göstermelidir.

Sütün miktarını etkiyen ana faktörler arasında annenin süt verme isteği, morali ve emzirme miktarı önem taşır. Annenin bebeğine vereceği bir sonraki sütün yapımı, emzirme esnasında salgılanması uyarılan prolaktin hormonu sayesinde gerçekleşir. Böylece anne ne kadar emzirirse sütü o kadar artar. Kaliteli bir süt, bebeği daha sağlıklı bir yaşama hazırlar.

Annenin aldığı besinler süte doğrudan yansır. Bu nedenle dengeli beslenme ve her türlü gıdadan alınması, emzirme döneminde ayrıca önem kazanır. Sütün çok gelmesi için günde 3 litre kadar sıvı, özellikle de meyve suları alınması gerekir.

Sezaryenle doğum yapanlar 1 ay ağır egzersiz yapmamalı

Normal doğumdan hemen sonra, sezaryenden 5-6 saat sonra lohusaları yürütülmeleri uzmanlar tarafından tavsiye edilir. Özellikle sezaryenden sonra bol bol yürüyüş önerilir. Çünkü bu sayede mide bağırsak sistemi de daha düzenli çalışmaya başlar. Egzersizin hem kilo hem de annenin morali açısından büyük faydası vardır. Her lohusa kapasitesi ölçüsünde egzersiz yapabilir. Ancak anne, sezaryenle doğum yapmışsa kendisine ilk 1 ay ağır egzersiz önerilmez.

Lohusalıkta doğum kontrolü

Doğum yapan bir annenin tekrar anne olması için, 1-2 yıl beklemesi tavsiye ediliyor. Bu tavsiyedeki amacı annenin fiziksel olarak yıpranmasını engellemek. Bu nedenle lohusalıkta doğum kontrolü oldukça önemli.

Loşi denilen doğum sonrası akıntının devam etmesi, lohusalık döneminde olan bir kişinin en azından ilk 1 hafta cinsel ilişkiye girmemesi gerektiği anlamına geliyor. lohusalıkta doğum kontrolünü gerçekleştirmek için çeşitli yöntemler var. İlk 6 ay içinde bebek emziren annelerin doğal bir koruma yöntemini sağlaması mümkün. Ne var ki, sütün koruyuculuğu yüzde yüz değil.

Emzirme ile koruma yöntemi, emzirme sürecinde bebeğe ek gıda da verilmemesi ve lohusanın henüz adet görmemiş olması durumunda ancak yüzde 2-12 civarında koruyuculuk sağlıyor. Ayrıca emzirme sürecinde, doğum kontrol haplarının kullanılması süt miktarını azaltabileceğinden, progestin içeren doğum kontrol hapını kullanmakta fayda var.

Çok yüksek derecede koruyuculuğu olan ve sütü azaltmayan cilt altına yerleştirilen implantlar lohusalar için önerilen doğum kontrol yöntemlerinden bir tanesi. Ayrıca spiraller de yine lohusalıkta güvenilir olduğu bilinen seçenekler arasında yer alıyor. Tüplerin bağlanması ise artık bir daha anne olmayı düşünmeyenler için uygun bir alternatif.

Lohusalıkta Anne Psikolojisi

Lohusalıkta, hormon düzeyleri ani bir şekilde değişir. Annenin kendi yaşamını tekrar düzenlemesi gerekir. Bu da doğal olarak lohusanın farklı bir psikoloji yaşamasına neden olur. Çünkü bebek sahibi olmasıyla yaşamındaki büyük değişiklik yaşayan, sorumluluk alan, aile içi ilişkilerin ve dengelerini bebeğine göre yeniden kurmak durumunda olan bir kadın, ruhsal açıdan çeşitli sıkıntılar yaşamaya da açıktır.

Lohusalık hüznü denilen bu durum doğum yapan kadınların yüzde 30-85’inde görülür. Genellikle ilk haftada hızla ortaya çıkan ve onuncu gün civarında kendiliğinden kaybolan duygular arasında ağlama krizleri, uykusuzluk, halsizlik, şaşkınlık, sinirlilik, baş ağrıları, konsantrasyon güçlüğü ve iştahsızlık yer alır.

Lohusalık hüznünün, doğumdan sonraki 2 haftayı aşması halinde bir uzmana başvurmak gerekir. Doğumdan 1 ay sonra aşağıdaki belirtiler hala mevcutsa ve belirtiler annenin yaşamını etkiliyorsa o zaman doğum sonrası depresyondan bahsetmek gerekir. Eğer bir anne aşağıdaki belirtileri yaşıyorsa, doğum sonrası depresyonu yaşıyor anlamına gelir.

Hemen her gün hüzün, mutsuzluk, keyifsizlik, daha önce zevkle yapılan aktivitelere yönelik isteksizlik, uykusuzluk, iştahsızlık, bitkinlik, enerjisizlik (bu nedenle bebekle yeterince ilgilenememe), dikkat dağınıklığı, kararsızlık, “bebeğe iyi bakamıyorum” ya da “kötü bir anneyim” gibi suçluluk duyguları, ölümü isteme ya da intihar planlarını hisseden annelerin bir uzman tarafından tedavi görmeleri gerekir.

Doğum sonrası lohusalık dönemi için öneriler

Hastanelerde doğum sonrası, lohusalara bazı uygulamalar yapılır. Annenin tansiyon, nabız, kanama miktarı gibi takipleri gerçekleştirilir. Eğer anne doğum sonrası idrar torbasını boşaltmamışsa, doktor mesaneye sonda takarak idrarı boşaltır. Eğer doğum sezaryenle gerçekleşmişse, genellikle 48-72 saatlik takip sonrası, doğum normal yolla gerçekleşmişse, 12-24 saatlik takip sonrası anne evine gönderilir. lohusanın eve döndüğünde;

  • İdrar ihtiyacı varsa ertelememesi tavsiye edilir.
  • Doğum sonrası oluşan geçici kabızlık sorununun, giderilmesi için lohusanın bol lifli gıdalar ve sıvı alması
  • Doğum eğer normal yoldan gerçekleşmişse, lohusanın duş şeklinde banyo yapması mümkün. Sezaryenle doğum yapıldıysa, doktorun önerisine göre doğumdan 3 gün sonra ayakta, kese kullanmadan yapılabilir.
  • Doğum sonrası lohusanın beslenmesine de özen göstermesi gerekiyor. Bu dönemde mümkün olduğunca karbonhidrat ve yağ oranı yüksek besinlerden uzak durmakta yarar var.
  • Lohusalık döneminde demir ve vitamin içeren ilaçları bir uzmana danışarak kullanmanız gerekir.
  • Normal doğum yapanlar eğer kendini iyi hissediyorsa ev işleri yapabilir. Ancak sezaryenle doğum yapanların ağır nesneler kaldırmamaları ve kendilerini yormamaları gerekir.

Lohusasalıkla İlgili Aşağıdaki Yazılarımızı da Okumalısınız.

Lohusalık Şikayetleri ve Dikkat Edilmesi Gerekenler

Lohusa (Doğum Sonu) Depresyonu Nedir?

Lohusalık Döneminde Anne Bakımı ve Dikkat Edilecekler

Lohusalık Nedir? Lohusalık Döneminde Dikkat Edilmesi Gerekenler

Lohusalık Enfeksiyonu Nedir? Nelere Dikkat Edilmelidir?

Sağlıcakla Kalın.

Yolculuğa Hazır Mısınız? İlgili Bağlantılara Göz Atın

Leave a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir