Doğumdan Sonra, Gebelikten Korunma Yolları Nelerdir?

Gönderi paylaş:

Doğumdan sonra yeni bir bebek sahibi olan aile hemen hamile kalmak istemez. Zaten doğumdan sonra annenin bünyesini toplaması bir yılı bulur. Yeni doğum yapmış bir anne hemen hamile kalarak iki bebek arasında zaman bırakmak istemesi çok doğru. Çünkü peş peşe olan çocuk bakımı hem maddi hem manevi olarak oldukça güç. Bununla birlikte sağlık açısından da bir yıl içinde yeniden hamile kalınması anne sağlığını olumsuz etkileyeceğinden hamilelik önerilmemektedir. En ideal süre ise 2 yıldır.

Doğumdan sonra ne zaman korunmaya başlanmalıdır?

Doğumdan sonra 40. Günden itibaren cinsel hayat başlanması tavsiye edilir. Bu süreden sonra hamilelik oluşabileceği unutulmamalıdır. Yani 40. Günden itibaren doğum kontrol yöntemlerine başlamak gerekir. Halk arasında süt korur dense de buna yüzde 100 güvenmemek gerekir. Evet emzirme nedeniyle anne vücudundan salgılanan hormonlar hamileliği önler ancak bu durum yüzde 100 koruyuculuk sağlamaz. Bundan dolayı ilk adet görülmesiyle hamilelik olasılığı artmaya başlar. Emzirme hamile kalma olasılığını azalttığı bir gerçek ancak yüzde yüz hamilelik oluşmayacağını garanti etmez. Bebeğin ek gıdaya başlaması, annenin ilk adet görmesi ve emzirmenin sonlanması hamilelik olasılığını artırır.

Artık daha fazla çocuğu olmasını istemeyen çiftler için gebelik riski taşımayan bir cinsel yaşamın sağlanması için doğum kontrol yöntemleri kullanmak şart. Bu nedenle aşağıda bahsedilen doğum kontrol yöntemlerinden biri seçilerek doğum kontrolü sağlanmalıdır. Günümüzde birçok doğum kontrol yöntemi olmasına rağmen asıl sorun, elimizdeki yöntemlerin sayısı ile yaşamda kullanılan yöntemlerin sayılarının eşit olmaması. Bunun da en önemli nedeni hekimlerin daha tam olarak bu konuyu çözümlemiş olmamaları.

Bu konuda en sık tartışma doğum kontrol hapları konusunda yaşanıyor. Doktorların fikirleri çok farklı. Bir kesim hormonal uygulamaların kesinlikle yanlış olduğunu düşünürken, diğer bir kesim doğru kullanımda en etkili yöntemin bu olduğunu savunuyor. Ancak, nedeni ya da yöntemi ne olursa olsun doğum kontrolü artık hayatın bir parçası.

Türkiye’de en sık kullanılan yöntem: Geri çekme Modern doğum kontrol yöntemleri geliştirilmeden önce de insanlar istemedikleri gebelikler oluşmasını önlemenin yollarını arıyorlardı. Geleneksel yöntemler adı verilen bu yöntemler arasında, kadının yumurtlama günlerine bağlı olarak işleyen takvim yöntemi, ilişki sırasında erkeğin dışarı boşalması ile sonlanan geri çekme en sık kullanılanlar. Özellikle geri çekme, gebelik riskinden korunmaya çalışan, evli olmayan gençlerin tercihi ve yapılan istatistiklere göre ülkemizde en sık kullanılan yöntem.

Uzmanlar bu iki yöntemin de güvenilir olmadıklarını bir kez daha vurguluyor. Kadının yumurtlama günlerinin değişebileceğini ya da geri çekmenin tam olarak gerçekleşemeyebileceğini söyleyen uzmanlar mekanik yöntemlerin çok daha güvenilir olduklarını ve bunların tercih edilmesi gerektiğini vurguluyor.

Mekanik doğum kontrol yöntemleri

Çok daha güvenli ve sağlıklı modern doğum kontrol yöntemlerinin en önemli kısmını oluşturan mekanik yöntemleri, prezervatif, spiral, sünger gibi rahim içi araçları, sperm öldürücü jeller ve fitiller oluşturuyor. Bunların arasında rahim içine yerleştirilen süngerler ülkemizde neredeyse hiç kullanılmıyor. Sperm öldürücü jel ve fitiller ise çok güvenilir kabul edilmiyor.

Uzmanlar mekanik yöntemler arasında üzerinde durulması gerekenlerin prezervatif ve spiral olduğunu belirterek bu iki yöntemi şöyle anlatıyor:

Spiral: Spiral daha önce en az bir kez doğum yapmış kadınların tercih edebileceği, oldukça güvenli ve rahat bir kontrol yöntemi. Bu arada spiralin doğum yapmış kadınlar tarafından takılmasının gerekliliği üzerinde bir kez daha duruyorum.

Spiral takılırken, vajina iyi temizlenememiş ya da bir enfeksiyon var ise, takma işlemi sırasında bunlar direkt olarak içeride hapsolurlar. Ve kanallara ilerleyerek bunların hastalanmasına, dolayısıyla kısırlığa neden olabilir. Bu nedenle spiralin doğum yapmış kadınlar tarafından kullanılması gerekiyor. Ayrıca bu yöntem hem kadının hem de erkeğin sorunsuz olarak yaşayabilecekleri, acı ve sıkıntı vermeyen bir yöntem.

Prezervatif: Doğum kontrol yöntemlerinin en güvenlisi ve giderek artan bir oranda kullanılanı. Son yıllarda prezervatifin AIDS ile bağlandığını görüyoruz. Aslında bu iyi bir şey, çünkü AIDS korkusu ile prezervatif kullanılırken, cinsel yolla bulaşan diğer hastalıklara karşı da bir koruma gerçekleşiyor. Tabii prezervatif gebelik riskini hemen hemen ortadan kaldıran ve alışkanlığa bağlı olarak çok rahatlıkla kullanılabilecek bir yöntem. Bence, özellikle tek eşli olmayanların önemle tercih etmeleri gereken bir yöntem.

Tartışılan yöntem: Doğum kontrol hapları

Doğum kontrol hapları çok uzun yıllar önce ortaya çıkan ve son 10 yılda büyük bir değişim geçiren hormonal koruyucular. Bugünkü haplar ile ilk çıkan haplar arasında neredeyse siyah ve beyaz kadar fark var. İlk çıkan haplar aradan geçen süre içerisinde oldukça fazla incelenmişler, bugün bu hapların tüm riskleri biliniyor. Ancak şimdi kullanılan haplar oldukça farklı ve pek çok yan etkisi giderilmiş durumda.

Yeni dönem doğum kontrol haplarının öncelikle içlerindeki hormon miktarı azaltıldı. Sonrasında da progesteron adi verilen yeni maddeler eklendi. Hormon dozunun azaltılması çok büyük bir avantaj, eskiden bir kova hormonla yapılabilen bir iş bugün bir kaşık hormonla yapılıyor. Hormon azalınca da vücuttaki yan etkileri de azaltır.

Eskiden erkeklik hormonu testosteron ile üretilen progesteron bugün sentetik maddeler ile oluşuyor. Bu da yan etkileri ortadan kaldırıyor. Bunların uzun süreli ve düzenli kullanımları sonucunda ne gibi riskler oluştuğu ise kesin olarak bundan yıllar sonra anlaşılabilir. Tıpkı ilk dönem hapların risklerinin aradan geçen onca yıldan ve yapılan binlerce araştırmadan sonra ancak bugün kesin olarak biliniyor olması gibi.

Progesteron içeren doğum kontrol hapları

Normal olarak doğum kontrol hapları progesteron ve östrojen içeren kombine haplardır. Ancak son yıllarda sadece progesteron içeren haplar da geliştirildi. Östrojen içermeyen bu haplar, süt veren lohusa kadınların bile kullanabildikleri, östrojene bağlı yan etkileri içermeyen haplar. Ancak çeşitli yan etkileri var. Kırılma kanamaları adı verilen düzensiz adet kanamalarına neden olabiliyorlar. Ayrıca kombine haplara oranla daha az koruma sağlıyorlar. Mutlaka çok düzenli, saati saatine alınmaları gerekli; aksi takdirde o ay gebelik riski yüksek oluyor.

Diğer hormonal kontraseptifler

Hormona dayalı doğum kontrolü sadece haplar ile sağlanmıyor. Hormonların enjekte edilmesi, cilt altından implantlar ile salgılanması gibi yöntemler de var.

Cilt altına yerleştirilen, implant kontrol yönteminde kolun pazı kısmında cilt altına yerleştirilen 6 tane ince çubuk vardır. Bunlar cerrahi girişim ile takılıp çıkartılırlar. Sürekli olarak hormon salgılarlar. Bu doğal olmadığından bazı kadınlarda adetlerin tamamen kesilmesine, kimilerinde oldukça düzensiz adetler yaşanmasına neden olabiliyor. Bu etkilerinin yanında bir de bu çubuklar dışarıdan bakıldığında görülebiliyor. Tüm bu faktörler bir araya geldiğinde ise pek çok kadın için Norplant iyi bir yöntem olmaktan çıkıyor.

Enjekte edilen hormonlar

Aslında uzun yıllardır yurtdışında kullanılan, ancak ülkemizde önümüzdeki ay kullanıma girecek olan bir diğer hormonal yöntem ise enjektabl yöntemler. Bunlar her gün düzenli doğum kontrol hapı kullanma yeteneğine sahip olmayan ya da belirli bir dönem için korunmayı isteyen kadınlara yönelik bir yöntem. Her ay, kanamalı günlerde bir kez yapılan enjeksiyon, kadına 1 ay süresince kontrol sağlıyor. İşleyiş biçimleri doğum kontrol hapları ile aynı. Endikasyon ve kontrendikasyonları da aynı. Avantajı her gün hap alamayan, bunu düzene oturtamayan insanlara rahatlık sağlaması.

Görüldüğü üzere klasik yöntemlerin hiçbirinde garanti söz konusu değil. Modern yöntemlerden hekiminize de danışarak ve eşinizle beraber en uygun yöntemi kullanmanız en doğrusu.

Sağlıcakla Kalın.

Keşfetmeye Devam Edin

Leave a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir