Doğumdan sonra sabırsızlıkla vücudunuzun eski haline dönmesini bekliyorsunuz. Ancak bu dönemi ayna karşısında, hamilelikten dolayı karın bölgenizde meydana gelen yağlanma, çatlama ve hatta sarkmaları izleyerek kabus haline getirmemelisiniz.
Doğum sonrası” dedik, fakat karın sarkmasını, yağlanmasını veya çatlamasını sadece hamileliğe bağlamak doğru olmaz. Tabii ki gebelik buna uygun şartları sağlıyor. Karın deformasyonlarının en temel nedeni, genetik faktörler. Bunu özellikle de hiç doğum yapmamış, fakat karnında bazı deformasyonlar oluşmuş kadınlarda daha belirgin görebiliyoruz. Hatta bazı kadınların karınlarında, hızlı kilo alıp verme sonucu deformasyonlar oluşurken, bazılarında da birkaç tane doğum yapmalarına rağmen hiçbir çatlama veya gevşeme meydana gelmeyebiliyor. Çünkü bağ dokuları, yani kollajen ve elasten lifler, genetik olarak herkeste farklılık gösteriyor.
Karın Deformasyonları Nasıl Meydana Geliyor?
Göbek bölgesinde, göğüs kafesinden başlayıp leğen kemiğinin ön kısmına kadar uzanan ve orada yapışık bir özellik taşıyan karın kasları bulunuyor. Bu kasların etrafında ise yan karın kasları yer alıyor. Yan karın kasları, fasya denilen sert bir yapıyla ortada birleşiyor. Burada, yani kaslarda, fasyada ve onların üzerindeki yağ, deri altı ve deri dokularında oluşan gevşeklikler karnın deformasyonuna neden oluyor. Yani bu sarkmalar, karın kasları ve onun etrafındaki yapılarda meydana gelen gevşekliklerden kaynaklanıyor.
Cildin yüzeyinde bulunan epitel hücrelerinin altında, bağ dokusu yer alıyor. Bu dokunun içinde de kollajen ve elasten lifler bulunuyor. Bunların mikroskobik yapıları birbirlerinin içine geçmiş bir şekildedir. Tabii gebelik süresince, karın derisi son derece gerildiğinden, bir noktadan sonra bu yapıdaki kopmalar ve yırtılmalar meydana geliyor. Cilt ise, yapı olarak şeffaf bir özellik taşıdığından, altta bulunan bağ dokusunda yırtıklar görülüyor. Bazı kadınlarda bu yırtılmaların oluşmama sebebi ise, bağ dokusundaki gerilme derecesinin, her kadında farklı olmasından kaynaklanıyor.
Hangi Tür Yöntemler Var?
Karında meydana gelen deformasyonların derecelerine ve şekillerine göre, uygulanan teknikler de değişiyor. Eğer karında çatlak ve sarkma yoksa sadece hafif bir yağlanma varsa, liposuction, yani yağ emme yöntemi uygulanıyor. Aslında bu yöntemlerin arasında en kolay olanı da liposuction. Liposuction yönteminde, küçük deliklerden karına girip, ince borularla yağlar alınıyor. Elenıcn arkasından hastaya bir korse giydiriliyor. Hasta aynı gün veya ertesi gün hastaneden çıkabiliyor.
Eğer karında liposuction yönteminin toparlayamayacağı ölçüde bir sarkma varsa, minilifting uygulaması yapılıyor. Bu yöntem yapılırken aynı zamanda göbek, bel veya basenlerdeki yağlar da vakumla emilebiliyor ve sarkan, gevşeyen dokunun fazlası alınıyor.
Bütün bu yöntemlerin yeterli olmadığı durumlarda ise abdominoplasti yöntemi tercih ediliyor. Yani, eğer karın çevresinde kırışıklar, çatlaklar ve kasık üzerinde katlanma yapacak derecede sarkma varsa, tam karın germe ameliyatı yapılıyor. Burada dikkat edilen nokta, kesilerin mayo içinde gizlenebiliyor olması. Çünkü bazı hatalı uygulamalarda kadınlar mayo giyemez hale gelebiliyorlar.
Karın germe ameliyatında sadece cilt gerilmiyor, fazlalık olan deri alındıktan sonra, altta bulunan kaslar ve (fasya denilen) yapıdaki gevşeklikler de teker teker aşağıya doğru pilikasyon yapılarak daraltılıyor. Ayrıca deri, yan taraflardan da gerilerek belin incelmesi sağlanıyor.
Bu yöntemlerin hastalara getirdiği kolaylıklar veya zorluklar nelerdir?
Bütün bu yöntemlerin kendine göre avantajları var. Zaten bu yöntemler de hastanın durumuna göre belirleniyor. Yani, vakum gerektiren bir hastaya abdominoplasti yapılamıyor veya abdoıninoplastiye uygun bir hastaya da vakum uygulandığında hiçbir şey değişmiyor.
Liposuction yönteminin avantajları, hiç ameliyat izinin olmaması ve tedavi sonrası hastanın yatma ihtiyacı duymamasıdır. Ayrıca iyileşme de çabuk oluyor. Buna karşılık liposuclion yönteminin en belirgin olumsuz özelliği, sadece çok hafif, fazla belirgin olmayan sarkmalarda uygulanabiliyor olmasıdır.
Nlinilifting yönteminin getirdiği avantaj ise abdominoplasti’ye göre daha hafif olması ve daha küçük kesilerin yapılabilmesidir. Dezavantajı ise, karın içi kaslarının gerilememesidir. Yani bu yöntemde, sadece derideki fazlalıklar alınabiliyor.
Abdominoplasti yönteminin en büyük avantajı, bu işlem sırasında karın içi kaslarının da gerilebilmesi ve düz bir karın elde edilebilmesidir. Aslında abdominoplasti sonuçları minilifring sonuçlarından daha başarılı oluyor. Çünkü karın tam olarak geriliyor, içerdeki fasyalar ve kaslar da düzeltilebiliyor. Bu işlemin yarattığı olumsuzluklar ise kesilerin daha geniş, iyileşme sürecinin daha uzun olmasıdır. Hasta açısından da biraz daha fazla zorluklar. Örneğin; ilk başlarda karında bir gerginlik hissi oluyor. Hatta karın küçüldüğü için hasta aşırı yemek yiyemiyor. Ayrıca ilk 15 gün veya 1 ay süresince çok fazla gerilnıemcsi de isteniyor. Ameliyattan 1,5 ay sonra hastanın spor yapmasına izin verilebiliyor.
Yöntemlerin uygulanmasında yaş sınırlaması var mı?
Ameliyata engel teşkil edecek bir durum söz konusu olmadığı sürece, uzmanlar bu operasyonlar için belli bir yaş sınırlaması koymuyor. Örneğin, kadın çok erken yaşlarda birkaç kez doğum yapmıştır ve 25 yaşına geldiğinde karnı sarkıyordur. Böyle bir durumda eğer kadın tekrar doğum yapmayı düşünmüyorsa, hemen bu yöntemlerden birine başvurulabiliyor. Veya 50 – 60 yaşında bir kadına da, eğer ameliyata engel teşkil edecek bir rahatsızlığı yoksa rahatlıkla karın estetiği ameliyatları uygulanabiliyor.
Fakat, yaşlanmayla birlikte deri inceliyor ve altındaki yağ dokusu azalıyor. Böyle bir durumda liposuction yöntemine ihtiyaç kalmayabiliyor. Bu tip hastalarda sadece cilt germe yeterli olabiliyor. Yani, minilifting veya abdominoplasti tercih ediliyor. Bunun dışında bazı yaşlılarda, kesinin iyileşme süresi biraz daha uzun olabiliyor. Tabii bu da tamamen yapıyla ilgili olduğundan, kişiden kişiye farklılıklar gösterebiliyor. Bütün bunların dışında, değişik yaşlar arasında ameliyat öncesi hazırlıklar önem taşıyor. Yani, normal bir hastadan sadece kansızlık, hemoglobin, kan şekeri, üre gibi tetkikler isteniyor. Fakat belli yaşlardan sonra daha detaylı sağlık araştırılmalarının yapılması önem taşıyor. Örneğin; böbrek veya karaciğer fonksiyonları inceleniyor, kalp veya akciğer biyopsisi isteniyor.
Bu Yöntemler Hangi Durumlarda Hastaya Uygulanamıyor?
Karın düzeltme ameliyatlarının yapılabilmesi için kadının genel sağlık durumunun yerinde olması önem taşıyor. Örneğin yüksek şekeri olan bir kadına bu ameliyat yapılamıyor. Böyle bir durumda hastanın şekerinin mutlaka düşürülmesi gerekiyor. Kansızlık sorunu olanların da öncelikle bu sorunlarını tedavi ettirmeleri gerekiyor.
Ayrıca gebelik öncesinde de bu tür uygulamaların yapılmaması öneriliyor. Hatta kadın, ileride tekrar bebek sahibi olmak istiyorsa, böyle bir yönteme başvurulmaması gerekiyor. Çünkü karın, doğumdan sonra tekrar deforme oluyor ve yapılan uygulamanın hiçbir anlamı kalmıyor. Bütün bunların dışında, yöntemlerin uygulanmasını engelleyecek başka faktörler bulunmuyor.
Sağlıcakla Kalın.
Özel İçerikler Burada: Diğer Yazıları Kaçırmayın