Bir çocuğu babasız, tek başına büyütmek her kadının harcı değildir. Hele bir de anlamsız sözlerle ve önyargılarla karşı karşıya kamus durum daha da kötüleşebilir.
4 yaşındaki Kerim yuvada elindeki oyuncağı etrafa fırlatarak diğer çocukları yaralıyor. Yuva öğretmeni de Kerim’i annesine “Kerim’in baba dayağına ihtiyacı var” şeklinde şikayet ediyor. Oysaki Kerim’in babası oğlunu ve eşini 2 sene önce terk etmiş. 6 yaşındaki Zeynep, okulda annesinin ve babasının hangi meslek ile uğraştığını söylemesi gerekiyor. Zeynep bu soruya “Annem sekreter, babamın ise ne iş yaptığını bilmiyorum” şeklinde cevap verince sınıftaki bütün çocuklar gülmeye başlıyor. Zeynep’in babasının ne iş yaptığını bilmemesi ise, annesinin Zeynep henüz doğmadan eşinden ayrılmış olmasından kaynaklanıyor.
Çocuğunu tek başına büyütmek zorunda kalan birçok insan her gün bu tür zorluklarla, saçma konuşmalarla ve önyargılarla karşı karşıya kalıyor. Kişilerin çocuklarını nasıl büyütmeleri gerektiği konusunda her kafadan bir ses çıkıyor oysa çocuklarını tek başına büyütmek zorunda kalmak kişinin kendi suçu değildir. Bir çocuğu babasız büyütme zorluğuna bir de maddi ve manevi zorluk eklendiği zaman, kadınlar ruhen de bir çıkmazın içine giriyorlar. Durum böyle olunca kadını suçluluk duygusu sarıyor.
Çocuğuna iyi bir gelecek hazırlayamama ve çocuğunun isteklerini cevapsız bırakma endişesi de işin cabası. Tüm bunlara bir de anne çalıştığı için, çocuğuna yeterince zaman ayıramama korkusu eklenince, kadınlar iyice çıkmazın içine giriyorlar. Sonuç olarak çocuğunu tek başına büyütmek zorunda kalan annelerin omuzunda ek bir yük var, çünkü onlar anneliğin yanı sıra babanın da rolünü üstlenmek zorundalar.
Başarısız Olmaktan Korkmayın
Psikologların görüşlerine göre kadınlar, ilişkilerini yürütmeyi başaramadıkları için çocuklarını yetiştirme konusunda da başarısız olmaktan korkuyorlar. Çocuklar da bu önyargıyla karşılaştıkları zaman bir çıkmazın içine giriyorlar. Anne – baba ve çocuktan oluşan aile, toplum tarafından standart yaşam biçimi olarak lanse ediliyor.
Psikologların görüşüne göre bir çocuk, annesiyle tek başına kaldığı zaman kendini yalnız ve güvensiz hissedebiliyor, durum böyle olunca da çocuklar kendilerini gittikçe dışlanmış hissetmeye başlıyorlar. Bu nedenle psikologların çocuğunu tek başına büyüten anneler için bir takım önerileri var:
- Benlik duygusu Kendinizi suçlamaktan vazgeçin.
- Şunu da mutlaka göz önünde bulundurun: Ailece yaşayan kişilerin arasında da her zaman her şey yolunda gitmez.
- Kendinizi savunun Çocuğunuzun öğretmeninin size kafa tutmasına izin vermeyin.
- Eğer ortada bir sorun varsa öğretmen ile açık açık konuşun. Onlar çoğu zaman çocuğun ifadesinin farkında olamayabilirler.
Yardım isteyin
Her şeyin üstesinden tek başına gelme zorunluluğu fikrinden kurtulun. Arkadaşlarınızdan veya belli başlı kurumlardan destek almaktan kaçınmayın. Gerekirse, çocuğunuzu nasıl tek başına büyütebileceğiniz konusunda bir terapiye katılın.
İletişim kurun Arkadaşlarınız, komşularınız, akrabalarınız veya başka annelerle birbirinize destek olabilirsiniz. Birbirilerinizin ihtiyaçlarını karşılayabilir ve karşılıklı sohbet edebilirsiniz. Böylece hayatınız sadece çocuğunuzdan ibaret olmaktan çıkar. Çocuğunuzun akraba veya arkadaş gibi başka erkeklerle de iletişim kurmasını sağlayın, böylece çocuğunuz farklı rolleri tanıyabilir.
Birlikte oturun
Eğer sizin gibi çocuğunu tek başına yetiştiren anneler tanıyorsanız, onlarla birlikte yaşamayı deneyin, böylece birbirinize destek olabilirsiniz. Ayrıca maddi açıdan da rahatlarsınız.
Çocuk grupları arayın Çocuğunuzun arkadaş edinmesini sağlayın. Bu şekilde çocuğunuz iletişim kurmayı ve daha huzurlu olmayı öğrenir.
Çocuğunuza kendine güven duygusunu aşılayın. Çocuğunuza birlikte yaşamanın, bir aile olarak yaşamaktan farksız olduğunu ve kimsenin de sizi aşağlamaya veya dalga geçmeye hakkı olmadığını anlatmaya çalışın.
Sağlıcakla Kalın.
Özel İçerikler Burada: Diğer Yazıları Kaçırmayın