Çocuk Gelişiminde Resim Yapmanın Önemi

Gönderi paylaş:

Çocuklar resim yaparken, özgün ve pırıl pırıl dünyalarını yansıtırlar. Bizler o güzelim dünyaları tanımaya yeterince özen gösteremiyoruz. Çocuklarımız özgürce resim çizerken ve boyarken, onlara karışmakla, iyi niyetle de olsa yönlendirmekle zarar veriyoruz. En kötüsü de çocuklarımızın tertemiz dünyalarını kirletiyor olmamız. Asıl sanatçı, çocuktur

Çoğumuz sanat galerilerine resim sergilerini izlemeye gittiğimizde, çağdaş sanat adına kimi tavırları anlamsız buluyor, ya da “Ben niye anlamıyorum”, diye içimizde eziklik hissediyoruz. Çocuk resimlerini de aksine basit, acemice, önemsiz görüyor ve onlara tepeden bakıyoruz. Sanırım, çağdaş sanat ve çocuk resimleriyle olan iletişimimizi olumlu hale getirmek, bu yönde kendimizi geliştirmek, tümümüz için geçerli ve gereklidir.

Gerçek sanatçılar geliştikçe ve özgünleştikçe çocuklaşıyorlar. Çünkü gerçek anlamda sanatçı olmak, içten ve samimi olmayı gerektiriyor. Sanatçının gerçek kaynağı kendinden önce üretilmiş eserler değil, kendi iç dünyası ve yaşamıdır. Çocukların da öyle. Gerçek sanatçı biçimsel kaygıları aşmıştır. Başlangıçta çocuklarda… Çocuklar boyarken sınırları aşıyor. Sanatçılar da öyledir.

Anne-Baba Ve Öğretmenlerin Tutumu

Çocukların 3-4 yaşlarında oluşturmaya başladıkları özgün biçimler 9-10 yaşlarına kadar gelişme gösteriyor. Ne var ki bu yaşlarda onların sanatsal ifadelerine yönelik serüvenleri ciddi bir tehlikeyle karşı karşıya kalıyor. Bu tehlike, anne – baba ve öğretmenler olarak bizlerin, çocuklarımıza uyguladığımız hatalı bilgilendirme ve yanlış eğitimdir. Onları taklitçi, başka bir deyişle “görsel papağan” olmaları için zorluyoruz.

Artık acemice yapılan resimler sona ermeli, biçimsel ifade ve nesneleri benzetme (illüstrasyon) ön plana çıkmalıdır. Baskılar, müdahaleler, yargılar, yanlış yönlendirmeler meyvesini veriyor; çoğu çocuk resimden soğuyor ve hatta resmi terk ediyorlar. Boyama kitaplarıyla başlayan hatalı yönlendirme, çocukları hizaya getirmiş, onlar için çekilmez bir serüven başlamıştır. Çocukları kalıplara tutsak etmeyelim.

Peki Anne -Baba Ve Öğretmen Er Ne Yapmalı?

Öncelikle çizdikleri resimlere müdahale etmeyelim. “İçinden geldiği gibi yap, senin dünyanı en güzel sen resmedebilirsin” diye cesaretlendirelim. Resmini bitirip de bize gösterdiğinde, onu ciddiye alalım. Özellikle güzellikleri görelim.

Kitaplara, dergilere bakılarak yapılmış bir resimde de mutlaka şunları söyleyelim. “Neden benzetmeye çalışıyorsun, oysa senin dünyan, senin biçimlerin daha ilginç. Ben çizdiğin resimde senin dünyanı, sana özgü olan şekilleri görmek istiyorum. Aslında kendi hayallerinden yola çıkarak yapsaydın, daha da güzel olurdu.” Özel durumlar dışında kopya edilmiş, bakılarak yapılmış resimleri hiç bir zaman övmeyelim. o Çocuklara kalıp vermeyelim. Onlara kendilerini ifade etmelerinde yardımcı olacak yeni malzemeler, yeni boyalar, yeni kağıtlar, yeni yüzeyler sunalım. Çünkü malzeme çeşitliliği çocuğun dünyasını daha da zenginleştirecektir.

Resimlerin arkasına çocuğunuzun adını, soyadını ve yapılış tarihini yazın. Evde veya okulun uygun bir yerinde sergilendikten sonra dosyalayıp, koruma altına alın. Çünkü çocukların yaptığı her resim onların iç dünyalarının izlerini taşır ve o dünya çok değerlidir.

Banyo öncesi çocuklarınızın avuç içini ve parmaklarını boyayarak, bir kağıda “el baskısı” yapabilirsiniz. Aslında el ve ayak baskısı, çocuğunuzun minik vücudundan küçük izlerdir. Hele hele yıllar sonra resim kim bilir ne ölçüde değer kazanacaktır. Sanatın işlevinin biraz da “yaşamı durdurmak” olduğu gerçeğini göz ardı etmemeliyiz. Çocuğumuzun resim dilini anlamaya ve paylaşmaya çalışalım. Onun sunduğu biçimler özgündür. İnsanları farklı, çiçekleri farklıdır. Zaten güzel olan da budur. Üstelik bu farklılığın ölmeyip, yaşam sürmesi daha da güzeldir. Bu yüzden çocuğu doğayı ve nesneleri farklı görmesi için teşvik edelim.

Sağlıcakla Kalın.

Hayal Gücünüzü Besleyin: Benzer Konulardaki Bağlantıları İnceleyin

Leave a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir