Ülkemizde çocukluk çağı kalp hastalıkları oldukça sık görülüyor. Öyle ki her bin çocuktan 8’i doğuştan kalp hastası. Ülkemizde doğuştan kalp hastalıklarına oldukça sık rastlanıyor ve bu sebeple ailelerin bu konuda aydınlatılmasına yardımcı olmak istedik. Öyle ki Türkiye’de her bin canlı doğumdan 8 tanesinde doğumsal kalp rahatsızlıkları görülüyor. Ülkemizdeki hızlı nüfus artışını da göz önüne aldığımızda her sene 15 bin çocuğun doğumsal kalp hastalıklı olarak dünyaya geldiği sonucu ortaya çıkıyor.
Çocuk kalp hastalıkları 3 ana başlık altında toplanıyor:
- Doğuştan gelen kalp hastalıkları
- Metabolizma bozukluklarına bağlı olarak ortaya çıkan kalp hastalıları
- Enfeksiyonlara ve romatizmaya bağlı kalp hastalıkları
Doğuştan gelen kalp hastalıkları
Hamileliğin ilk 3 ayında röntgen ışınlarına maruz kalma, gebelikte bazı ilaç kullanma, akraba evliliği ve gebelik sırasında bazı enfeksiyonlar geçirme ve henüz bilinmeyen nedenler gibi faktörlere bağlı olarak hastalık ortaya çıkıyor. Ülkemizde akraba evliliğinin ve enfeksiyonlara yakalanma riskinin daha fazla olması nedeniyle bu bozukluklar oldukça çok görülüyor.
Doğumsal kalp bozuklukları genelde kalpteki bölmeler arasındaki delikler, kalbin herhangi bir bölümündeki gelişme bozukluğu, damar terslikleri, kalp damarlarında darlık gibi çeşitli formlarda görülüyor. Tedavinin çoğunlukla çözümü ameliyattan geçiyor. Ancak işin sevindirici yanı şu ki, ameliyat edilen çocukların yüzde 90-95’i tamamen sağlığına kavuşuyor.
Bir çocuk bazı durumlarda doğar doğmaz, bazen bir müddet bekledikten sonra, bazen de ileriki yaşlarda ameliyat edilmelidir. Ameliyatın yaşı ve zamanı hastalık grubunun özelliğine göre değişir. Örneğin, ülkemizde sık rastlanan büyük damarların kalpten ters çıkışı durumunda bebek azami 1 ay içinde ameliyat edilmelidir. Eğer o şansı kaybederse kurtarılabilecek bir bebek bir yıl içinde yaşamını yitirir.
Romatizmal kalp hastalıkları
olarak bilinen bu durum, ülkemizde enfeksiyon hastalıkları sık görüldüğü için çocukların karşı karşıya kaldığı bir kalp rahatsızlığı. Uzmanlar “romatizmanın önlenmesi için bir tür anjin olan boğaz enfeksiyonlarının ortadan kalkması gerektiğini belirtirken, bir noktanın da altını çiziyor: “Ancak, her anjin romatizmaya neden olan mikroplarla ortaya çıkan hastalık değildir. Anjinden bir süre sonra eklemlerde şişme ve kızarıklık, yüksek ateş görülürse o zaman romatizma için dikkatli olunmalıdır.
Kalp romatizması; kalp kapaklarında şişme, deformasyon, şekil bozuklukları ve bunun sonucunda darlık ve yetersizliklere yol açıyor. Tanı koymada ekokardiografi yine önemli bir araç. Bu sayede, çocuklardaki kapak yetersizliği ve derecesi tespit edilebiliyor. Doğumsal kalp hastalıklarının aksine bu grupta öncelikle ilaç tedavisi uygulanıyor.
Ağır durumdaki bu hastalar içinse tek çözümün ameliyattır. Öncelikle kalp kapağını tamir etmeye çalışılır. Eğer bu mümkün değilse kalp kapağı değiştirilir. Bu yapılmadığı takdirde kalp yetersizliği görülür ve kalp adalesi iflas eder. Kalp kapaklarına yönelik ameliyatların başarı oranı yüzde 95’tir.
Metabolizma hastalıklarına bağlı kalp hastalıkları
Çocuklarda nadir olarak görülen bir kalp hastalıkları grubudur. Kalp adalesinde bazı maddelerin birikmesi sonucu kalbin çalışmasının ve kasılmasının bozulmasıyla ortaya çıkar. Daha çok karaciğer ve böbrek bozukluklarına bağlı bir yan grup olarak görülür. Ekokardiyografi ve anjiyografi yöntemleriyle tanı konulur. Cerrahi tedavi yerine medikal tedavi yoluna gidilir. Ancak bu kalp hastalığına sahip çocukların kurtulma şansı oldukça azdır.
Anne adayları dikkat!
Fetal ekokardiografi denilen yöntemle 16. haftadan itibaren anne karnındaki çocuğun kalp bozuklukları tespit edilebiliyor. Daha önceki çocuğunda ya da ailesinde kalp hastalığı olanlar, diyabetik anne adayları, gebelik sırasında ilaç kullananlar, 35 yaşın üstündeki gebeler ve akraba evliliği yapmış olanlar mutlaka doğum öncesi tanı yaptırmalıdır.
Sağlıcakla Kalın.
Hayal Gücünüzü Besleyin: Benzer Konulardaki Bağlantıları İnceleyin