Çocuklarda Hormon Bozukluğu ve Tedavisi

Çocuklarda hormon bozukluğu çok erken dönemde teşhis ve tedavi edilebilen bir hastalık. Türkiye, doğurganlık açısından genç ve doğum sayısı çok fazla olan bir ülke. Buna bağlı olarak çocuklarda hormon bozukluğu çok sık rastlanan bir endokrin hastalıktır. Hormon bozukluklarının daha ilk günler içinde tanı ve tedavisi büyük önem taşır.

Çocuklarda doğumsal hipotiroit

Çocuklarda görülen hormonal bozuklukların başında tiroit hastalıkları yer alır. Tiroit hastalıklarından doğumsal hipotiroiti diye tanımladığımız hastalık, hayatın ilk günlerinde başlar. Bu hastalığın özellikle ülkemizde, doğum kliniklerinde yapılan incelemeler sonucunda 2200’de 1 göründüğü anlaşılmıştır.

Doğumsal hipotiroitin tanısı bebeğin doğumunun ilk haftasında topuktan bir damla kan alınıp, bir çeşit filtre kağıdına emdirilerek yapılan hormon tayinleri ile mümkündür. Tedavisi tiroit hormonu dediğimiz basit, küçük bir tabletle yapılır. Doğumsal hipotiroitin tanısı hayatın ilk aylarında ortalama ilk 45 gün içinde konulmalıdır. Erken tedavi, çocuğun tamamen zeka, boy – kilo gelişimi yönünden sağlıklı olması için çok önemlidir.

Çocuklarda hormon bozukluğu tanısının geç konulması

Tıbbın amacı tanıyı çok erken dönemde yakalamaktır. Çünkü hormon bozukluklarında tanının geç konulması cüceliğe varan ağır bir boy kısalığına ve zeka geriliğine neden olabilir. Bu çocukların da ileride okuması, iş bulması, meslek sahibi olması, sağlıklı bir yuva kurması güçleşir. Bu nedenle yeni doğan her bebeğin topuktan bir damla kan alınarak, bu hastalığın bulunup bulunmadığı teşhis edilmelidir.

Bazı aileler “Benim çocuğumun tanısı 1 yaşında konuldu, artık ilacın hiçbir faydası olmayacaktır”, gibi yanlış düşüncelere sahiptirler. Oysa doğumsal hipotiroitin tedavisi mutlaka yapılmalı ve ömür boyu devam ettirilmelidir. Tiroit hormonu tableti çocuğun kilosunu, boyunu, kemik yaşını ve zeka gelişimini normal düzeye çıkaracaktır. Tabii ki bu başarı 1 yaşında gelen bir çocukla, 40 – 60 günlük gelen bir bebek arasında farklılık gösterecektir.

Anne babalar çocuklarında hormon bozukluğunu nasıl anlayacaklar?

Anne – babalar için en önemli belirti, ilk günler içinde, çocukta kanda bilirubin (cilde sarı rengi veren pigment) artışı sonucunda ortaya çıkan fizyolojik sarılığın uzun sürmesidir. 30 – 40 gün boyunca devam eden fizyolojik sarılıkta, mutlaka hipotiroit varlığı araştırılmalıdır. İkinci önemli belirti bebekte gittikçe artış gösteren kabızlığın ilerlemesidir. Diğer önemli bir belirti de kundağı açıldığı ya da soyunduğu zaman bebeğin kol ve bacaklarının buz gibi olması, çocuğun hiç terlememesi, meme emerken nezleli olmasıdır.

Dikkatli bir anne bebeğin sesinin boğuk ve çatallı çıktığını söyleyebilir. 3. aydan sonra doğumsal hipotiroitinin çok tipik bulguları ortaya çıkar. 6. – 12. aylarda çocuğun yüz, gövde görünümü ve boyu çok tipik bir durum kazandığı için tanıyı koymak kolaylaşır.

Geç dönemde görülen tiroit hormonu yetersizliği

Tiroit hormonu yetersizliği sadece yeni doğan bebeklerde değil, 4 – 5 yaşlarındaki çocuklarda da ortaya çıkabilir. Bu yaşlarda beyin gelişimi büyük oranda tamamlandığı için, ortaya çıkan tiroit hormonu yetersizliği ağır bir zeka geriliğine neden olmaz. Tiroit hormonu yetersizliği görülen çocuklar, yaşıtlarına oranla daha kısa boyludurlar.

Elbiseleri veya pantolonları kısalmaz, ayakkabıları küçülmez. Bir çocuğun kan tahlillerinde hormon yetersizliği saptandığı zaman hemen tedaviye başlanmalıdır. Tedaviye başlanmasından 1 yıl sonra çocuğun boyunda 10 cm artış görülebilmektedir. Yılda en fazla 1 – 3 cm boy atan çocuğun bu tedaviyle bütün açığı kapatılır.

Çocuklarda Büyüme hormonu yetersizliği

Son yıllarda doktorlara müracaat eden anne – babalar çocuklarının kısa boylu olmalarından yakınıyorlar. Ayrıca herhangi bir hastalığa bağlı olmadan, sadece çocuğun gelişimini izlemek için polikliniğimize müracaat eden anne babalar da var. Ancak bu çocukların içinde cüceliğe kadar varan ciddi bir boy kısalığı da görülür. Bu tip boy kısalığının nedeni büyüme hormonu yetersizliğidir.

Büyüme hormonu yetersizliğinde, tiroit hormonu yetersizliğinin aksine, çocuğun zeka gelişimi normaldir. Sadece boyu, kilosu ve kemik yaşı normal çocuklara oranla geri kalmıştır. Büyüme hormonu yetersizliğinin tedavisi iğne şeklindedir. Bu enjeksiyon, her gün uygulanmak zorunda olduğu için hipotiroitte kullanılan tedaviye göre daha pahalı ve daha zordur. Büyüme hormonu eksikliği tedavisi buluğ çağına kadar devam etmelidir.

Su metabolizması bozukluğu

Diğer bir hormon hastalığı da halkın “Tuzsuz, şekersiz şeker hastalığı” dediği su metabolizması bozukluğudur. Bu hastalıkta cinsiyet anomalileri denilen, çocuğun kız ya da erkek yönde gelişiminin tamamlanmamasıyla ortaya çıkan bozukluklar görülebilir. Buluğ yaşına geldiği halde gecikmiş buluğ problemleri ya da tam aksine erken buluğ başlaması dediğimiz bulgular da ortaya çıkabilir.

Bedensel aktiviteler

Bedensel faaliyetler çocuğu yorucu ve tüketici derecede olmadığı sürece herhangi bir zarar vermez. Fizik aktivitesi diye tanımladığımız bedensel hareketler, büyüme hormonunu uyarır. Çocuğun severek, isteyerek herhangi bir spor dalında kendini yönlendirmek istemesi boy uzunluğunu olumlu yönde etkileyebilir. Ancak boyunun uzaması için çok yorucu ve ağır sporlar yapması, ters bir etki göstererek, hormon salgısında bir azalma yapabilir. Çocuğun kendi gücünün dışını aşan, kaslarını tüketen fiziki faaliyetlerin yapılması çok doğru değildir.

Beslenme ve boy ilişkisi

Sosyo – ekonomik şartlar ve yüksek proteinden beslenme, çocuğun sağlıklı boy – kilo gelişimininde önemli bir yer kaplar. Anne – babanın boy ortalaması kadar, sağlıklı bir beslenme de çocuğun gelişimi üzerinde etkilidir. Özellikle büyük savaşların sonlarında beslenmenin yeterli olmadığı dönemlerde ve daha sonra doğan çocuklarda gelişme açısından bir yavaşlama söz konusu olmuştur.

Yüksek proteinli ve iyi beslenen çocuklarda ise boy gelişiminin daha hızlı olduğu gözlenmiştir. Yapılan araştırmalarda son yüzyıl içinde Japonların bir önceki yüzyıla göre 10’ar cm. uzadığı görülmüştür. Bunun nedeni beslenme alışkanlığındaki değişimlerdir. Amerika’ya göçen Japonlar incelendiğinde, burada yaşayanların, Japonya’da yaşayanlara oranla daha uzun boylu oldukları gözlenmiştir. Buradan da anlaşıldığı gibi, genetik faktörlerin dışında, beslenme ve çevre faktörleri de boy uzamasını etkiler.

Anne babalara öneriler

Anne babaların çocuğun boy-kilo, zeka gelişiminin nasıl olduğu hakkında doktorlarıyla karşılıklı konuşarak bilgi edinmeleri gerekir. Çocuğunda boy kısalığı problemi göze çarpıyorsa, anne babaların en erken dönemde ilgili doktora müracaat etmeliler.

Anne babaların yaptıkları en büyük yanlışlık çocukların boy ve kilolarıyla ilgili ölçüm tutmamalarıdır. Aslında çocuğun önceki yıllara ait boy artışı, kilo alımı gibi bilgilerle hastaya daha çabuk bir yaklaşım yapılır ve anne babalara daha aydınlatıcı bilgiler verilebilir. Bu nedenle genç dönemlerle ilgili olarak ellerinde herhangi bir bilgi varsa, bu bilginin saklanması ve doktora gösterilmesi büyük bir önem taşır.

Sağlıcakla Kalın.

Yolculuğa Hazır Mısınız? İlgili Bağlantılara Göz Atın

Leave a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir