Çocuklarda iştahsızlık bir anneyi gerçekten çok zorlayan önemli bir sorundur. Büyüme çağındaki çocuklar, her zaman hareket halindedir. Bu yüzden de bol enerjiye, dolayısıyla besleyici gıdalara gereksinimleri vardır. Genellikle iştahları da yerindedir. Ancak anneler bilir. En uslu çocuk bile, yemek konusunda tam bir baş belası olabilir. Siz yine de endişelenmeyin. İşte bu soruna çare olabilecek bazı ipuçları.
İşte size çok aşina gelebilecek bir görüntü: Darmadağınık bir mutfak, kap-kacak dört bir yana saçılmış. Saçı başı perişan anne, bir elinde tabak, bir elinde kaşık, çaresiz bir sesle haykırıyor: “Yine yemeğini yemiyor!”. Aile komedilerinin değişmez sahnelerinden biri. Oysa gerçek hayatta hiç de komik ya da eğlenceli değil. Hele günde üç öğün çocuğuna bir şeyler yedirmek için çırpınan anne için, fazlasıyla yıpratıcı ve sinir bozucu.
Çocukta iştahsızlık birkaç açıdan ele alınması gereken ciddi bir sorun. Acilen bir çözüm bulunmazsa, anne ile çocuk arasındaki ilişkinin bozulmasına yol açar. Anne sinirli ve tahammülsüz, çocuksa huzursuz ve şımarık olur, en kötüsü de istediklerini ağlayarak ve mızmızlanarak yaptırmayı alışkanlık haline getirir. Dahası iştahsızlık, çocuğun sağlığı açısından önemsenmesi gereken bir uyarı anlamına da gelebilir.
Basit bir huysuzluktan da kaynaklanabilen bu sorun, birkaç günden uzun sürdüğü takdirde, gereksindiği besinleri alamayan çocuğun vücudu zayıf düşer. Bu durumda, başlangıçta herhangi bir hastalık söz konusu olmasa bile, iştahsızlık devam ettiği sürece böyle bir olasılığın gerçekleşmesi ihtimali artar. Önemsenmediği takdirde ciddi sorunlara yol açabilen iştahsızlığa çözüm bulmak için öncelikle kaynağa inmek gerekir. Hemen bir hekime danışmalı ve onun önerilerine göre sorunu çözebilecek uygun bir yaklaşım benimsemelisiniz.
Çocuklarda İştahsızlık Nedenleri Nelerdir?
“Canım istemiyor, çünkü…” Çocuğunuz yemek yemeyi reddediyorsa, akla gelebilecek ve üzerinde durulabilecek üç temel açıklama vardır:
- Çocuğun iştahı yoktur.
- Vücudu beslenmeyi reddediyordur.
- Sorunun kaynağı tamamen psikolojiktir.
Doğru cevap ilkiyse, meseleyi büyütmeye gerek yok. Demek ki durumun vahametini abartan sizsiniz. Sevimli yaramaz, olsa olsa pek aç değil ve bu yüzden, önüne en sevdiği yiyecekler bile gelse canı istemiyor. İştahı bir-iki gün içinde yerine gelecektir. İkinci şık geçerliyse, çocuğunuzun genel bir zayıflığı vardır, grip ya da benzeri bir ateşli hastalığa yakalanmış olabilir. Bu durumda başvuracağınız hekim tarafından zaten uygun bir tedavi sekli seçilecek ve hastalık iyileştirildiğinde iştahsızlık da ortadan kalkacaktır. Üçüncü şıkta durum biraz daha karışıktır.
Yemek konusu zaten anne, baba ve çocuk arasında her zaman çocuktan yana bir kozdur. Çocuk, daha küçücük bir bebekken bile sizi, önüne konulan yemeği yiyerek memnun edeceğini bilir. Yemekler, “Hadi bakalım, bir kaşık daha yersen babadan bir öpücük gelecek” ya da “Bu tabaktakilerin hepsi biterse, atta gideceğiz” türünden vaatlerle çekici kılınır. Çocuk yemeklerini hızlı hızlı yiyip, tabaktakileri silip süpürdüğünde, anne ve babasına istediklerini daha kolay yaptırabileceğini bilir ve bu bilgisini zaman zaman yemek yemeyi reddetmek biçiminde kullanabilir.
Katı kurallara son
Kesin olan bir şey varsa o da, iştahsızlık halinin asla fazla uzun sürmemesi gerektiği. Çocuk masaya oturmayı ve yemek yemek istemiyor, lokmayı ağzında dolaştırıyor, vişneli pastayı reddetmeyip sebze yemeğine elini sürmüyorsa, sağlığı tehlikeye girebilir. Anne ve babaların tabii ki, yazılı beslenme listelerine harfi harfine uymaları gerekmiyor. Zaten bu durumda yemek saatleri hem çocuk hem de anne için giderek angarya ve eziyete, yemek yemekse can sıkıcı bir zorunluluğa dönüşür.
En iyisi temel besinleri içeren, vitamin açısından zengin ve lezzet açısından çekici bir menü seçmek. Günümüzde, 20 yıl öncesinin katı beslenme kuralları artık geçerliliğini yitirdi. Yetişkinler gibi çocuklar da, sabit menülerin içerdiği yemeklerdense, canlarının çektiği şeyleri yemeyi tercih ediyorlar. Zaten beslenme uzmanları her yemeğin şeker, protein ve yağ açısından mutlak bir denge içermesini değil, gün boyu yenen yiyeceklerin toplamının dengelenmesini uygun buluyorlar. Temel kurallardan vazgeçilmiş değil, ancak yan besinler konusundaki katı tutum çoktan terkedildi. Öyleyse, bir-iki gün boyunca az yiyen ya da yemeyen çocuk karşısında hemen alarma geçmek anlamsız. Sonuçta bu kısa dönemli iştahsızlıklar, 24 ya da en fazla 48 saat içinde geçecektir.
Çocuklarda İştahsızlık İçin yemek zamanı küçük sürprizler
Gün boyu oyun oynayan, koşturan, daima hareket halinde olan çocuklar için en önemli öğün elbette ki sabah kahvaltısı. Beslenme uzmanları, aslında her çocuğun doğal olarak sabahları kahvaltı yapmayı isteyeceğini belirtiyorlar. Ancak anneler minik yavrularını sabahın erken saatlerinde uyandırmaya kıyamadıklarından çocukların bünyeleri bir süre sonra buna uyum sağlıyor ve uyandıklarında, kendilerini aç hissetmemeye başlıyorlar. En iyisi kahvaltıyı çocuk uyandıktan 1,5 saat sonrası için hazırlamak. Çocuğu tek başına bırakmamak da yararlı olabilir.
Anneler, kahvaltıda çocuklarına eşlik etmeli, masayı değişik çeşitlerle renklendirerek tekdüzeliği ve sıkıcılığı ortadan kaldırmalılar. Hangi çocuk, mısır gevreği, süt, ekmek, tereyağı, reçel, yumurta, jambon ve portakal suyu bulunan bir kahvaltı masasından aç kalkar? Mutlaka birinden birini yemek isteyecektir. Ara sıra küçük sürprizler yapıp ona daha önce tatmadığı yiyecekler hazırlamak da çocuğun ilgisini çekecek ve yeme isteği yaratacaktır. Tabii aynı öneri öğle yemekleri için de geçerli. Bütün bunlara rağmen çocuğunuz yiyecekler karşısında somurtuyorsa ve bu durum sık sık. Tekrarlanıyorsa, sorunun neden kaynaklandığını araştırmaya başlamanın zamanı geldi demektir. Bunu yaparken, çocuğu asla zorlamamanız ve iştahsızlığın nedenini onu ürkütmeden öğrenmeniz gerektiğini unutmayın.
Çocuklarda iştahsızlığın nedeni bir hastalık olabilir mi?
Çocuklarda iştahsızlık, ufak tefek önlemler ve tedavi yöntemleriyle baş edilemeyecek boyutlara gelmişse, haftalar, hatta aylar boyu sürmüşse ve hekim tarafından bulgulanmış organik bir rahatsızlık yoksa, bir psikiyatrist ya da psikoloğa başvurmanın zamanıdır. Büyük ihtimalle “ortada bir anoreksi” vakası var demektir. Yemek yememe hastalığı olarak tanımlanan anoreksi, depresif bir durumun ifadesidir.
Sözgelişi bir çocuğun okul başarısının düşmesinin ardında yatan sebepleri araştırdığınızda, büyük bir ihtimalle öğretmeni ya da arkadaşlarıyla problemi olduğu ortaya çıkar. Evini özlüyor olması da mümkündür. Hele bu başarısızlık yemek yememe durumuyla bir arada ise, sebebini muhakkak bulmak gerekir. Anne ve babanın boşanması ya da sık sık kavga etmeleri en sık rastlanan sebeplerin başında gelir.
Çocuğun kendisini depresif hissetmesine ve iştahının kesilmesine yol açan en yaygın sebeplerden biri de, yeni doğmuş küçük kardeşe duyulan kıskançlıktır. Kimi zaman bazı yiyecekler de isteksizlik yaratabilir. Sözgelişi durmadan ıspanak ya da yumurta benzeri faydalı ama sevimsiz yiyecekler yemeye zorlanan çocuk, bir süre sonra bunları görmek bile istemeyecektir. Ona bu konuda baskı yapacak olursanız, aranızdaki ilişki bozulacaktır.
Sağlıcakla Kalın.
Daha Fazlasını Keşfedin