Günümüzde atopik dermatit, astım ve saman nezlesi olan çocukların sayısı gittikçe artmaktadır. Ancak anne babalar, çocuklarının bu hastalıklara yakalanmasını engelleyebilir. Pek çok etken kişide alerji gelişmesine yol açabilir. Atopik dermatit, astım ve saman nezlesinin nedenleri arasında, cildin ve mukoza zarının aşırı hassasiyetinin yanı sıra dışarıdan gelen mikroorganizmalara karşı antikor üreten bağışıklık sistemindeki bozukluklar sayılabilir. Bağışıklık sisteminin ürettiği ve tıp dilinde IgE adı verilen antikorlar vücutta alerjik enfeksiyon ortaya çıkmasını tetikler. Bu iltihaplar ciltte oluştuğunda atopik dermatite, bronşlarda ya da burun mukozasında oluştuğunda ise astıma veya saman nezlesine neden olabilir.
Cilt ve mukoza zarının hassasiyeti ve aşırı antikor üretimi gibi bağışıklık sistemi bozukluklarıyla doğan çocukların sayısı ne yazık ki tam olarak biliniyor. Bilinen tek şey alerjik çocukların sayısının her geçen gün arttığı. Günümüzde ise ilkokul çağındaki çocukların yüzde 25’i alerji riski taşımakta. Alerji riskinde görülen artışın ardındaki nedenlerden biri de çocukların erken dönemlerde yeterince bakteri ve virüslerle karşılaşmaması.
Savunma sistemi; virüs, bakteri ve parazitlerle yeterince erken bir dönemde karşılaşmazsa görevini yerine getiremez. Organizmanın alerjiye neden olan etkenlerle erken dönemde temas etmesi, alerjik reaksiyonlara karşı koymasını kolaylaştırır. Diğer bir faktör de, beslenme ve evdeki yaşam stili. Tüylü halılar, evcil hayvanlar ve nemli bir ortam alerji riskini artırıp iç mekan alerjisine yol açar. Üçüncü neden ise dışardaki hava kirliliğinde görülen artış.
Zehirli gazlar, tozlar, kirler ve atık maddeler alerjiye yakalanma riskini yükseltir. Günümüzde birçok bilim adamı bu tehdidi yenebilmek için çok zaman harcıyor. Ne yazık ki alerjiyi tamamen ortadan kaldırmak mümkün olmuyor ancak en azından alerjiye yakalanma riski yarı yarıya azaltılabiliyor.
Çocuk alerjisinde anne sütünün önemi
Hiçbir besin maddesi bebeği anne sütü gibi alerji riskinden koruyamaz. Çünkü anne sütü, bebeklik döneminden itibaren henüz hassas ve gelişmemiş olan bağırsak mukozasını alerji ve hastalığa neden olan bakterilerden korur. Bunun nedeni:
- Bağırsak enfeksiyonlarına karşı antikor üretmesi,
- Alerjiye neden olan antikor üretimini azaltması,
- Bağışıklık sistemini uygun proteinlerle desteklemesidir.
Anne sütünün yukarıda sayılan özellikleri yerine getirebilmesi için bebek en az 4 – 6 ay emzirilmelidir. Bebeği bu süreden daha fazla emzirmek anne sütünün etkisini artırmaz. Bebeğinizi emziremediğiniz takdirde, onu hipoalerjik olan hazır mamalarla besleyebilirsiniz. Yapılan araştırmalar, bu mamaların da anne sütüne benzer etkiler gösterdiğini kanıtlıyor. Bebeğiniz için hangi mamanın daha uygun olduğunu doktorunuzdan öğrenebilirsiniz.
Anne adayları ve emziren anneler alerji diyeti yapmalı mı?
Hamileliği boyunca ya da emzirme döneminde; yumurta, balık, fındık gibi alerji riski yüksek besinler yiyen bir kadının bebeğinde ileride büyük bir ihtimalle alerji gelişebilir. Fakat bu tür besinlerin alerjiyi birdenbire mi yoksa zamanla mı geliştirdiği henüz bilinmiyor. Anne adayı, kendisi ve karnındaki bebeğin sağlığı için diyet yapmamalıdır. Çünkü bu tip bir diyet, bazı besin maddelerinin eksikliğine neden olabilir. Emziren anne ise, sadece hem kendisi hem de eşi alerjikse diyet uygulamalıdır.
Kaşık mamasına dikkat
Bebeğiniz, mamayla beslenmeye başladığı andan itibaren, bağışıklık sistemi dışarıdan alınan proteinleri ayrıştırmaya başlar. Bunu yaparak besinlerden elde edilen proteinlere karşı alerjik tepki gelişip gelişmediğine karar verir. Bu nedenle ilk günlerde bebeğinizin mamasına birden fazla besin katmamalı, besinlere yavaş yavaş alışmasını sağlamalısınız.
Örneğin, ilk haftada mamaya sadece havuç (kabak ya da patates), ikinci haftada kabak ve patates, üçüncü haftada patates, havuç ve et eklemelisiniz. Sebze yerinemeyveyle de mama hazırlayabilirsiniz. Anne sütüne alışkın olan bebekler, daha tatlı oldukları için meyveleri sebzelere tercih eder. Bebeğinize bir yaşından önce kesinlikle vermemeniz gereken yiyecekler; yumurtanin beyazı, unlu gıdalar, balık, deniz ürünleri, kereviz, ananas, kivi, çikolata ve baharat karışımlarıdır. İnek sütü ve inek sütüyle hazırlanan yiyecekler de alerji riskini artırdığından kullanımında dikkatli olunmalıdır.
Bebek yatağını akarlardan koruyun
Bebeklerin yedikleri yiyecekler kadar soludukları hava da alerjinin gelişiminde etkilidir. Çünkü evdeki havanın içinde alerjiye yol açacak bir sürü madde vardır. Bunların en önemlisi de tozdaki akarlardır. Bu akarlar hava vasıtasıyla çocuğun solunum yollarına yerleşir. Daha sonra bu partiküller bronşlara ulaşarak astıma yol açar.
Akarlar özellikle nemli ve sıcak ortamları tercih eder. Bu nedenle en yoğun bulundukları yerler; yatak, yastık, çarşaf ve yorgandır. Bu açıdan bakılırsa bebek yatağı onlar için ideal bir mekandır. Çocuklar akarlarla ilk ve en uzun temasını burada yaşar. Dolayısıyla toza karşı ilk alerjik tepkileri de bebek yatağında gelişir. Bu nedenle bebeğiniz daha doğmadan önce yatağı akarların barınamaz.
Çocukları alerjiden korumak için tozlardan kurtulun
Evdeki tozlar alerjinin gelişmesinde önemli bir rol oynar. Çünkü bu tozun içeriğinde bulunan polen, hayvan tüyü gibi elementler nefes yoluyla insanın vücuduna girerek alerjiye yol açar. Evinizdeki tozlardan kurtularak alerji riskini azaltabilirsiniz. Bunun için:
- Evi ve çocuğun odasını düzenlerken mümkün olduğunca halı, halıfleks, perde, kumaş duvar kağıtları, açık raflı eşyalar kullanmamalısınız.
- Dolapların ya da yerlerin tozunu alırken hafif nemli bir bez kullanmalısınız.
- Evi, bebeğin yanında süpürmemeye özen göstermelisiniz.
Evcil hayvan beslemeyin
Alerji riski taşıyan bebekleri olan anne babalar evde evcil hayvan bulundurmamalıdır. Bu yüzden köpek veya kedinizden ayrılmak size zor gelse bile onu başka birine vermelisiniz. Hem de bir an önce, çünkü hayvan tüylerinin tamamen ortadan kalkması biraz zaman alacaktır.
Evcil hayvanların tüy, salya ve göz sıvılarından oluşan mikroskopik protein parçacıkları tozlarla birleşerek solunum yollarına ulaşabilir. Bu nedenle bebekler hayvanlarla temas etmemelidir. Ayrıca yastık ve yorganlar da kuş tüyünden yapılmış olmamalıdır.
Küf mantarlarının evinize girmesine izin vermeyin.
Tozlarla bir arada bulunan küf mantar proteinleri de alerjiye yol açan bir diğer önemli faktördür. Bu küf mantarları özellikle nemli ortamlarda bulunur. Bunları ortadan kaldırmak için:
- Küflenmiş yiyecekleri hemen atmalısınız.
- Evinizdeki çöp kutusunu sürekli boşaltmalısınız.
- Düzenli olarak banyodaki, mutfaktaki ve dolap arkasındaki duvarları silmelisiniz.
Çocukları alerjiden korumak için evde sigara içmeyin
Tütün dumanında bulunan zararlı maddeler bronşlara ulaşarak çocukların alerjiye yakalanma olasılığını yükseltir. Pasif içici olan çocukların alerjiye yakalanma riski diğerlerine oranla 2 – 5 kat daha fazla olur. Bu, anne karnındaki bebek için de geçerlidir. Bu çocuklarda ileride atopik dermatit görülme riski oldukça yüksektir. Bu yüzden çocuğunu alerjiden korumak isteyen anne babalar sigarayı bir an önce bırakmalıdır.
Havalandırma, havalandırma, havalandırma
Evin sık sık havalandırılması, akarları, hayvan tüylerini ve küf mantarlarını azaltarak alerjiye neden olan etkenlerin ortadan kalkmasını sağlar. Bu nedenle:
- Günde birkaç kez (510 dakika kadar) camları açıp evi havalandırmalısınız.
- İlkbaharda sabahları ve akşamları camları açmamalısınız. Aksi takdirde rüzgarla birlikte çiçek polenleri de eve girebilir.
Atopik dermatit hastalarına öneriler
Atopik dermatit hastaları olan çocukların doğrudan ciltlerine temas eden giysileri pamuktan olmalıdır. Sentetik kumaşlar cildi tahriş edebilir.
Çocuğun cildinin kurumamasına dikkat edilmelidir. Cildi nemlendirmek için yağlandırıcı ürünler kullanılmalıdır. Çocuğun aşırı terlememesi için özen gösterilmelidir.
Atopik dermatit, ne kadar besinlerle ilgili bir alerji türü olsa da hiçbir zaman doktora danışılmadan çocuğa diyet yaptırılmamalıdır. Nörodermitteki deri problemleri çoğu zaman çocuk 4 – 5 yaşına geldiğinde kendiliğinden düzelir, fakat büyük bir olasılıkla hastalık boyut değiştirebilir. Alerjik iltihap deriden buruna veya bronşlara geçebilir. Astım belirtileri de çoğu zaman bu dönemde ortaya çıkar.
Mikroplardan ve bakterilerden korkmayın
Çocukların yetişkinlerden kaptıkları soğuk algınlıkları, bağışıklık sistemini alerjiye karşı güçlendirir. Çocuk, yaşıtlarıyla ya da yetişkinlerle ne kadar çok temas ederse, alerjiye yakalanma riski de o kadar düşer. Ama sırf bu nedenden dolayı ona hastalık bulaştırmak da gerekmez.
Buradaki en önemli nokta çocuğun hayatını kısıtlamamak ve insanların arasına girmesini engellememektir. Yukarıda saydığımız önerilere uyan anne babalar çocukların da alerji riskini azaltabilir, fakat yine de tamamen gideremez. Çocuklar atopik dermatite, astıma ve saman nezlesine yakalanmaya devam edecektir ama bu sizi korkutmamalıdır.
Sağlıcakla Kalın.
Keşfetmeye Devam Edin