Çocuklar genellikle isteklerini, arkadaşlarını bahane ederek dile getirirler. Fakat ailelerin bazı durumlarda, çocuklarının bu eğilimini dizginlemeleri gerekebilir.
Henüz üç dört yaşlarındaki çocuklar bile istediklerini elde etmeyi bilirler. Beğendikleri herhangi bir oyuncağa sahip olmak için, arkadaşlarını bahane ederler. Bu gibi durumlar aileleri ikileme düşürür. Her anne babanın farklı bir yetiştirme tarzı vardır. Ayrıca ailelerin maddi açıdan da, çocuklarının bütün isteklerini karşılayabilmeleri imkansız olabilir.
Bu nedenlerden dolayı, ailelerin çocuklarına, yuva arkadaşlarının sahip oldukları tüm oyuncakları alamamaları doğaldır. Fakat aynı zamanda, ailelerin çocuklarının bu gibi durumlardan etkilenebileceklerinin farkında olmaları gerekir. Çünkü 4-5 yaşlan arasındaki çocuklar için, arkadaşları tarafından alaya alınmak kadar kötü bir şey yoktur.
Ortasını bulmak mümkün değil mi?
- Uzmanlar, bu gibi durumlarda ilk önce anne ve babaların kendi tavırlarını ve isteklerini gözden geçirmelerini öneriyor.
- Aileler kendi isteklerini hemen hayata geçiriyorlar mı, yoksa bunu yapmak için belli bir süre bekliyorlar mı?
- Anneler başkalarında gördüklerini, beğendiklerini hemen almak istiyorlar mı?
- Çocuklarını prestijlerini yükseltmek için, bir araç olarak mı görüyorlar? Yoksa aileler için, önemli olan çocuklarının huzurlu olmaları mıdır?
Çocuklarının durumlarını anlamak için, ailelerin ilk önce bu soruları kendilerine yöneltmeleri gerekir. Çünkü çocuklar yetişme çağlarında ailelerini örnek alırlar. Örneğin; annenin beğendiği her şeyi anında alması, kıyafetlere çok düşkün olması, isteklerini çevresine göre değerlendirmesi, çocukların da aynı tepkileri göstermesine yol açar. Bu gibi durumlarda ailelerin çocuklarından prestij düşkünü olmamalarını istemeleri hiç de mantıklı olmaz. Çünkü yukarıda da belirtildiği gibi, aileler çocuklarının en büyük örnekleridir.
Bunun dışında aileler, çocuklarının isteklerini neden yerine getirmek istemediklerini de bilmelidirler. Maddi sorunların ya da yetiştirme tarzının bilincinde olan aileler, çocuklarının istekleri karşısında nasıl bir tutum sergileyeceklerini daha iyi belirlerler.
Maddi açıdan sıkıntıları olan aileler, bu durumu çocuklarına daha rahat bir şekilde açıklayabilirler. Ayrıca çocuklar da maddi olanakların kısıtlı olduğunun farkına varırlar. Fakat çocuğun ruhsal gelişimini engelleneceği kaygısı ile çocuğu bazı oyuncaklardan mahrum etmek her zaman doğru olmayabilir. Ayrıca çocuğun bu durumu anlaması da zordur. Bunun dışında ailelerin bir yasaklamanın, çocukta yaratabilecek olumsuz durumlarını da göz önünde bulundurmaları gerekir.
Çünkü çocukların da istekleri ve düşünceleri vardır.
Ama bu, ailelerin çocuklarının her isteklerini yerine getirmek zorunda oldukları anlamına gelmemelidir. Örneğin; annenin, üç yaşındaki oğluna plastik bir makinalı tüfek almak istememesi ve bu tarz oyuncaklarla oynamasını yasaklaması gayet doğaldır. Ayrıca ailelerin, çocuklarını hayata hazırlamaları ve onlara yaşamlarında her zaman istediklerini elde edemeyeceklerini anlatmaları gerekir.
Her zaman “hayır” diyen ailelerin bazı noktalara dikkat etmeleri gerekir:
- Eğer çocuğa bir yasaklama getiriliyorsa, açıklama yapmak gerekir.
- Tam olarak çocuğun isteği yerine getirilemiyorsa, alternatif olarak başka bir şey önerilmelidir.
- Çocuğun yasaklamadan dolayı kızması veya üzülmesi, anlayışla karşılanmalıdır.
Ayrıca aileler komşularla ve yuvadaki ailelerle anlaşmayı deneyebilirler. Böylece mahalledeki ve yuvadaki çocukların oyuncakları arasında fazla bir fark olmaz. Bu da hem ailelerin hem de çocukların daha rahat olmalarını sağlar. Bunun dışında ailelerin yasaklamalara ve kısıtlamalara başvurmaları gerekmeyebilir.
Çocuğunuz başkalarında gördüklerini isterse bir yasaklama getirilmeden önce, bunun sonuçlarını düşünmek gerekir. Ayrıca çocuğa mutlaka bir açıklama yapılmalıdır. Çocuğa farklı alternatifler getirilebilir.
Sağlıcakla Kalın.
Daha Fazla Bilgi İçin: Benzer Konulardaki Diğer Yazılar