Ana rahminde büyüyen bebeğin, gelişme bozukluğuna bağlı olarak görülen doğumsal kalça çıkığının, erken teşhis ve tedavi yöntemleriyle düzeltilmesi mümkün. Her yönüyle sağlıklı bir çocuğa sahip olmak, her ailenin en büyük arzusudur. Fakat bazı durumlarda bebeklerde görülen birtakım rahatsızlıklar bu istek ve mutluluğun üzerine gölge düşürebilir. Ülkemizde sık rastlanan doğumsal kalça çıkığı da bu rahatsızlıklardan biridir.
Doğumsal kalça çıkığı, anne karnında bebeğin gelişimi sırasında kalça eklemini yapan ve yuva tabir edilen bölümün gelişememesinden kaynaklanır. Bir gelişme kusuru olarak ele alınan bu durum; çoğu zaman halk arasında yanlış nedenlere bağlanabilir. Doğum sırasında ebenin bebeği çekmesi, doğumun zor gerçekleşmesi kalça çıkığının nedenini oluşturmaz. Bu rahatsızlıkta kalça ya tam, ya da kısmi çıkık olabilir. Kimi zaman kalça çıkığı genetik etkenlere bağlı olarak da ortaya çıkar. Genetik etkenlere bağlı olarak ortaya çıkan kalça çıkığının tedavisi daha zordur. Bu duruma diğerine göre daha seyrek rastlanır.
Doğumsal Kalça Çıkığı Nasıl Anlaşılır?
Doğumsal kalça çıkığının tedavisinde erken teşhis çok önemlidir. Çocuğun gelişimi sırasında herhangi bir ağrı ortaya çıkmadığı için kalça çıkığını anlamak zor olabilir. Burada en büyük görev çocuk hastalıkları uzmanlarına düşmektedir. Dikkatli bir çocuk hastalıkları hekimi, hastalığı teşhis ederek, çocuğu ortopedi uzmanlarına gönderebilir.
Teşhis konusunda doktorların olduğu kadar ailenin de büyük sorumlulukları vardır. Çocuklarındaki değişiklikleri iyi takip eden aileler, hastalığı anlayabilirler. Tek taraflı olan kalça çıkığını teşhis etmek daha kolaydır. Tek taraflı çıkıkta bacaktaki boğumlarda asimetri ve iki bacak boyu arasında fark görülür. Bu nedenle boğumlardaki asimetri, tek taraflı çıkığın en büyük belirtisidir. Çift taraflı çıkıklarda ise, boğumlarda paralellik olabilir ayrıca çocuğun bacakları kalça ekleminden büküldüğünde ve bacaklar birbirinden ayrılmak istenildiğinde, çocuk rahat bir şekilde bacağını açamaz. Aile çocuğunda bu bulguları görerek doktora başvurabilir.
Tedavinin olumlu sonuç vermesi erken teşhis ile yakından ilgilidir. Doğumdan sonraki günlerde teşhis edilirse tedavi daha kolay olur. Çocukta eğer tam çıkık görülüyorsa, bu çıkığı yerine koyup bacağı belirli pozisyonda tutmayı sağlayacak çeşitli ateller kullanılır. Eğer kalça ekleminde gelişme görülmezse, ileride cerrahi müdahale yapılabilir. Yapılacak en basit şey; kalça ekleminde gelişimin var olmadığı ve tam çıkığın meydana gelmediği durumlarda çocukların altına yerleştirilen ara bezlerinin normalden biraz daha kalın konulmasıdır.
Böylece çocuğun bacaklarını birleştirmesi önlenmiş olur. Bebekleri kundaklamak doğumsal kalça çıkığı oluşması için zemin hazırlar. Bu nedenle kundak yapmak yanlıştır. Bunun yerine bacakları serbest bırakmak ve arasını açık tutmak kalçanın sağlıklı gelişmesi için gereklidir. Tedavi basamakları
Hastalığın teşhisi olabildiğince erken konulmalıdır.
Doğum sonrası dikkatli bir muayene ile bu sağlanabilir. Doğumsal kalça çıkığı bir gelişme kusuru olduğu için ne kadar erken kalça yerine koyulursa, o kadar iyi iyileşme sağlanır.
Bu tedaviler erken teşhis edilen bebekler için geçerlidir. Yaklaşık iki yaşından sonra teşhis edilen bebekler için cerrahi tedavi uygulanır. Gelişmesi normal olan çocuklar 9-12 ay içerisinde sıralayıp, yürüyebilirken, doğumsal kalça çıkığı olanlar daha geç yürür. Özellikle çift taraflı çıkıklarda çocuk iki yana sallanarak yürür. Bu nedenle çocuk normalden geç ve sallana sallana yürüyorsa ailenin çocuğu doktora götürmesi gerekir.
Tek taraflı olan çıkıklar, bacak kısa olacağı için daha kolay anlaşılabilir. İki taraflı olduğunda ise kısalık farkı olmaz; ancak ördek gibi yürüyüş görülür.
Çoğu kez tam çıkıklar genel anestezi altında yerine yerleştirilip alçı ile tespit yapılır. Daha sonra çeşitli ateller yardımıyla kalçanın normal gelişimini yapması beklenir. Geç tedaviye başlanan vakalarda her ne kadar kalça yerine konulsa da yüzde yüz istenilen sonuç elde edilemez. Bu kişilerde 30-35 yaş civarında artroz (kireçlenme) başlar.
Kalça çıkığı ağrı yapan bir rahatsızlık değildir. Ancak kişide kireçlenme ortaya çıkarsa ağrılar da başlar. Tedavi ilk altı ay içerisinde başlarsa 1-1,5 senelik takip sonrasında tedavi tamamlanır. Kalça çıkığının tedavisinde, fizik tedavi ve rehabilitasyon, ameliyat sonrası hastanın eklem hareketlerini artırmak, kaslarını güçlendirmek için uygulanır.
Türkiye, tedavi yönünden yurtdışı ile kıyaslanacak olursa; Türkiye’nin daha iyi durumda olduğunu söylemek mümkündür çünkü yurtdışında hasta hemen teşhis edildiği için zaten ilk bir sene içerisinde tedavisi bitmiş olur. Türkiye’de ise geç teşhis edilen kalça çıkığı ile sık sık karşılaşıldığından buna göre tedavi yöntemleri de geliştirilmiştir.
Sağlıcakla Kalın.
Keşfetmeye Devam Edin