Merhabalar değerli anne baba adayları. Bu yazı dizisinde sizlere ege üniversitesi tüp bebek merkezinde tüp bebek yaptırırken yaşadıklarımızı, tecrübe ettiklerimizi en başından en sonuna kadar dilimiz döndüğünce anlatmaya başlayacağım. Bu bölümde tüp bebek tedavisine başlamadan önceki dönemi anlatacağım. Tüp bebek tedavisine başlamadan önce herkesin kendi yaşadıkları apayrıdır. O süreci bir Rabbim bilim bir de yaşayanlar. Ben bizim adımıza yaşadıklarımızı anlatayım. Bu yazı dizisi biraz uzun olabilir sizleri sıkar bunaltırsam hakkınızı helal edin.
Evlendikten sonra borçlarımız nedeniyle 2 yıl korunduk ve bebek yapmayı düşünmedik. En güvenilir korunma yöntemi olan kondomla korunmayı tercih ettik. Bu süre zarfında canım cicim ayları derken, borçlar harçları bitirirken hiç aklımıza bebek yapma düşüncesi gelmedi. Elbette başımıza geleceklerden bir haberdik.
2 yıl sonra artık korunmayı bırakalım bir evlat sahibi olalım dedik ve korunmayı bıraktık. Bir kaç ay içinde çocuğumuz olmadığından anladık ki normal yollarla bizim evladımız olmuyor. O zaman aklımız başımıza dank etti ama 2 yıl geçmişti aradan.
Burası çok önemli;
Keşke yeni evlenen bizlere ailelerimiz, tanıdıklarımız yada arkadaşlarımız bizi uyarsalardı. Evlendikten sonra korunmanız da bir sıkıntı yok ancak hem erkek hemde kadın olarak gerekli muayene ve kontrollerinizi yaptırdıktan sonra korunmaya başlayın. Eğer kadında ve erkekte de bir sorun yoksa korunabilirsiniz. Ancak iki tarafta da yada sadece erkekte yada kadında bir sorun olduğu muayenelerde tespit edilirse hem önlem alınır hemde boşa vakit geçirilmemiş olur.
Bu konunun önemli olma nedeni şu;
Birincisi; 2 yıl sonra korunmayı bıraktığımızda ve çocuğumuz olmadığını anladığımızda 2.5 yıl süre geçmiş oluyor evlenmemizden itibaren. Bu süre zarfında hem çevremizden hem ailelerimizden baskı görmeye başlıyorsunuz. Özellikle anne adayı için durum çok daha kötü çünkü çocuğu olmadığını anladığı andan itibaren büyük bir psikolojik baskı altında kalıyor. Bunu yazması kolay ancak bu durumu sade ve sadece yaşayanlar bilir ve anlayabilir.
İkincisi ise; tüp bebek tedavisinde anne adayının psikolojik durumu çok önemli. Tüp bebek tedavisi uzarsa anne psikolojisi çökmeye başlıyor ve tüp bebek başarı oranında da azalma oluyor. Tabi aile içinde yaşanan sıkıntılarda cabası.
Eşim hemen Kadın Doğum Uzmanına muayene için randevu aldı. Kadın doğum doktorumuz ege bölgesinin en iyi doktorlarından birisidir. Gerçekten çok kaliteli bir hekimdir. Hiç konuşmayan bir doktordur. Ancak gerek teşhisi gerek tedavisi gerek bilgisi ve hafızası müthiştir. Zaten biz hep deriz aman konuşmasın. Konuşmamasını istememizin nedeni konuştuğunda mutlaka bir sorun veya sıkıntı olduğunda konuşmasıdır. Bir sıkıntı yoksa, merhaba der muayene eder düşünür taşınır bişiler içer sonra güle güle der. Çok şükür dersiniz. Ancak konuştumu mutlaka bir rahatsızlığı anlatmak için konuşur.
Neyse konu dağılmasın eşim gitti muayene oldu. Bize işte menagog gibi bir sürü ilaç verdi. Cinsel birliktelik tarihlerimizi söyledi vs. Aradan 3-4 ay geçti bizde yine tık yok. Bir gün yine muayenedeyiz bende eşimle birlikte içeri girdim neyse. Dedim ki hocam gerekirse bende test yaptırayım diyince sana test yaptırmadık mı dedi. dedim yok hocam? O zaman sanada test yaptıralım dedi.
Burası önemli;
O zaman biz anladık ki , tüm çocuğu olmayan anne baba adaylarının anlaması gerektiği çok önemli bir hususu. Kısırlık sadece kadın taraflı değil, erkek taraflı olabileceği gerçeğiyle karşı karşıyaydık. O yüzden kısırlıkta, yani çocuğu olmayan tüm ailelerin hem kadının hemde erkeğin mutlaka muayene olup test yaptırması gerektiği çok önemli. Çünkü günümüzde kısırlık hem erkek hem kadın taraflı olma olasılığı mümkün. Bunu ancak iki tarafında muayene olması sonrası anlaşılacaktır.
Neyse bulunduğumuz ilde sperm analizi yapan laboratuvar olmadığı için izmirde bir laboratuara gidip test verdik. Sonuçlar 1-2 gün sonra elimize ulaştı. Sonuçlardan bişi anlamadığımızdan hemen doktora götürdük. Sperm sayısınız yeterli olsada sperm hareketliliği az olduğu için normal yollarla zor çocuğumuz olacağı gerçeğini öğrendik.
Bunları öğrendikten sonra tabiki tüm dikkat benim üzerime yöneldi. Keçi boynuzumu dersiniz fındık mı dersiniz yemediğim içmediğim şey kalmadı sanırım. Hatta Almanyadan kutusu 200 euroya ilaçlarda getirdik ancak sonuç nafile. Bunun üzerine bir Ürologa gidip durumu ve testleri gösterdik, muayene olduk. Dedi ki sende varikosel var varikosel ameliyatı olacaksın. Neyse o bu şu derken varikosel ameliyatı olduk. Zaten hemen düzelme olmuyor aradan 6 ay geçti testler vs. sonuç değişmedi.
Hala o ameliyatı olduğuma pişmanım. Çünkü 7-8 ay vakit kaybettik. Hani çocuğumuzun olmayışını öğrenmemizden itibaren 4-5 yıl geçmişti kaybettiğimiz her zaman bizi psikolojikmen çökertiyordu. Gerek ailelerin baskısı gerek çocukları olmuyor dedidikodusu, gerek çevremizde bize acıyan gözler bizi mahvetmişti. Bir akıl verenimiz olmadığından 4-5 yıl boşa kaybetmiştik.
Bu aşamaya kadar tabi bizim aklımıza tüp bebek seçeneği hiç kelmemişti kimsede bize akıl vermediğinden iyice çöküntü içine girmiştik. Şimdiki aklım olsa çocuğumuz olmayışını öğrendiğimizde direk tüp bebek merkezine başvururdum. Çünkü gerçek anlamda bir bilgilendirme ve muayene, testler yapılarak sorunun tam olarak ne olduğu ne yapılması gerektiği noktasında bilgi verilip yönlendirilmiş olurduk. Konuya hakim olmayanların yönlendirmeleri bizi sonuçsuz bırakmıştı.
Son kez kadın doğum uzmanımıza gittik
Son kez kadın doğum uzmanımıza gittik durumu anlattık. Dedi burada sizlere aşılama yapalım. Biz tabi aşılamanın ne olduğunu bilmediğimizden düşünelim dedik ve internette araştırmaya başladık ve tüp bebek kavramıyla karşı karşıya geldik. Bu aşamadan sonra hangi tüp bebek merkezi hangi doktor arayışlarımız başladı. İsrail beyi (Ünlü bir tüp bek uzmanı israil bey. Adı israil bende ilk başta çok şaşırmıştım. Sizde şaşırmayın yani) önerenler, konya diyenler ankaraya gidin diyenler derken bizim kafa allak bullak oldu.
Bu kafa karışıklığında dedim bunların hocası kim, ilk Türkiyede tüp bebek merkezi neresi diye araştırırken Ege üniversitesi tüp bebek merkezi karşıma çıktı. Ege Nazan Tavmergen ve Erol Tavmergen hocalarımızın hikayelerini okudum. Tabi devlette tüp yaptırmak sıkıntılı olduğunu düşünüyorduk eşim de bende. Daha çok özele meyilliydik ama ben ilk seçeneğimizi mali sıkıntılarımızında olmasından dolayı ve Hocalarımızın başarılarını okuduktan sonra Ege üniversitesinde tüp bebek yaptırmaya eşimi ikna ettim. Doğru bir karar verdiğimi bugün daha iyi anlıyorum. Çünkü bir tüp bebek merkezinde tedaviye başladıktan sonra tedavi merkezinizi değiştirmeniz çok çok zor.
Tüp bebek yaptıracak mali durumunuz varsa
Eğer 1 kez tüp bebek yaptıracak mali durumunuz varsa 1. yaptırmada bebeğiniz olmazsa ikinci, üçüncü denemelerinizde madden çok zor durumda kalabiliyorsunuz. Çünkü ilk transferde bebeğiniz olacak diye bir kaide yok. Diyelim 30 bn tl niz var 1. tranferde paranız bitti ve bebek olmadı 2. de neyapacaksınız özelde. Özel en nihayetinde paraya bakıyor. Elbette devlettte para ödüyorsunuz ama özel merkezlere göre daha düşük meblağlar. (Bu konuyu ayrıca anlatacağım.) Tüp bebek raporunu da özeller veremediğini bilmenizi isterim. Önce devlettin tüp bebek merkezi olan bir hastanesinden tüp bebek raporu almalısınız. Bu raporda sadece ilaçları kapsadığını unutmayın (Bu konuda konunun ilerleyen bölümlerinde anlatılacak.) Bu nedenlerden dolayı iyi ki devlette yani ege üniversitesi tüp bebek merkezinde tüp bebek yaptırmaya karar vermişiz. Yoksa halimiz perişan.
Anladığım bir başka şeyde tüp bebek başarı oranı hemen hemen her tüp bebek merkezinde aynı. Elbetteki ekibin ve hekimin önemide var. Ancak bunlar başarıyı çok değiştirmiyor. Çok extrem durumlarda hekim odaklı tüp bebek merkezi düşünülmelidir. Örneğin sperm sayısı düşükse herhangi bir tüp bebek merkezi tercih edilebilecekken.
Nedeni bilinmeyen kısırlık durumlarında çok iyi bir hekimin olduğu tüp bebek merkezi tercih edilmeli. Bunun dışında özelle devlet arasında mali fark var birde bekleme süresi. Özelde sizi bekletmiyorlar vip muamelesi yapıyorlar (tabiki para için) devlette ise bekleme süreleriniz özele göre daha yüksek. Normal hasta muamelesi görüyorsunuz. Ama sonuçta business clastaki yolcuda ekonomideki yolcuda aynı yere gidiyor bunu unutmayın. Seçenekleri değerlendirirken bunları göz önüne alın. Özelde işleriniz daha hızlı ilerler ancak maddiyatınız önemli, devlette ise işler yavaş ilerler ama maddi gücünüz çok zorlanmaz.Ha şu anki şartlarda düşünüyorum param çok olsa da yine devleti tercih ederdim.
Evet değerli anne baba adayları yaşadıklarımızı anlattık ve tüp bebek merkezimize karar verdik böylece bu bölüm bitti. Bundan sonraki bölümde İzmir de Ege Üniversitesinde Tüp Bebek Yolculuğumuz başlıyor.
Sağlıcakla Kalın.
Ege Üniversitesinde Tüp Bebek Yaptıranlar – Tedavi Süreci (2. Bölüm) İçin Tıklayın
Daha Fazla Bilgi İçin: Benzer Konulardaki Diğer Yazılar