Emzirmenin Altın Kuralları, Göğüs Bakımı ve Emzirirken Dikkat Edilecekler

Gönderi paylaş:

Bebeğin doğumundan sonra ev ortamındaki her şey ona göre ayarlanır, hayat biçimi bebeğe göre yeniden düzenlenir. Anne çok heyecanlıdır ve bu heyecanla karışan yoğun yaşam tarzı bazen vücut fonksiyonlarının bozulmasına neden olabilir. Emzirmek esnasında da bu sorunlar kendilerini gösterirler. En çok rastlanılan sorun; sütün azalması, hatta kesilmesidir. Sebebi ise annenin kendisini çok fazla baskı altında hissetmesi ve kendisine ayıracak, rahatça dinlenecek vakti olmamasıdır. Ev işleri, eş, çocuk, ziyaretçiler derken annenin bu duruma gelmesi oldukça normaldir. Çünkü kendisine ayıracak hiç zamanı kalmaz.

Tüm bunların sonucu olarak, süt yeterli miktarda gelmez ve göğüs başları belirgin bir biçimde kızararak şişer. Bu durumda bebeği doyurmak ve emzirmek zorunda olma düşüncesi annenin canının daha çok yanmasına neden olur. Ağrının yarattığı hassaslık ve yerine getirilmesi gereken vazife, sütün gelmesini engelleyebilir. Çünkü bu esnada göğüs içerisinde bulunan dokulara baskı olur. Ama sorunun asıl sebebi çevremizde de birçok anne tarafından yaşanılan ruhsal bir baskıdan kaynaklanır. Bu sorunları yaşayan annelere rahatlama duygusu ancak her şey yoluna girdiğinde gelir.

Anne Sütünün Azalması

Anne göğsünden gelen sütün azalmasına biyolojik bazı sebepler de neden olabilir. Bebeğin yanlış tutulması veya yatırılması, sütü doğru içemiyor olması da sütün belirli bir bölgede toplanarak dışarıya çıkmamasına yol açabilir.

Doğumdan hemen sonra ebeden veya doktordan yardım alarak emzirmeyi öğrenen bir annenin bu tür sorunlarla karşılaşma olasılığı oldukça azdır. Ayrıca evde bebek için bakıcı tutmuş anneler de emzirme esnasında bakıcıdan yardım isteyebilirler. Bebeğin doğru pozisyonu dışarıdan da rahatlıkla görülebilir ve konusunda tecrübeli olan bakıcı tarafından yardım alınabilir.

Eğer anne tek başına ise emzirmeyi tamamlamak biraz daha zor bir hale gelebilir. Çünkü hem bebeğini emzirmek, hem de canını acıtmadan süt vermek zorundadır. Bu gibi durumlarda da vücut kendisini gerginleştirir ve canının acıması için zemin hazırlanmış olur. Evde bulunan diğer insanların, özellikle de eşin anneye yardım etmesi gerekir. Emzirme esnasındaki duruş pozisyonu önemli olduğundan annenin arkasına doğum yastığı yerleştirmek, onu rahat bir şekilde oturtmak babanın görevleri arasında olmalıdır.

Emzirmenin Altın Kuralları

  • Bebek emerken, meme ucunuzun tamamı ve aerolanın (meme ucu etrafındaki koyu renkli kısım) büyük bir kısmı, bebeğin ağzı içinde olmalıdır.
  • Emzirme sırasında bebeğin burundan rahat nefes alıp verebileceği pozisyonları seçin. Bebek emerken burun deliklerinin meme tarafından kapatılmamasına özen gösterin. Günlük sıvı alımınızı artırın. Dengeli beslenmeye çalışın.
  • Göğüs uçlarınızı yalnız su ile temizleyin, Göğüs uçlarınızı- sıkça açık bırakın. Öyle ki hava ile temas edip kurumalarına olanak tanıyın,
  • Bebeğiniz yeterli miktarda süt alıyorsa günde en az 5 – 6 kez bezini ıslatması gerekir. Anne sütünün yeterli olup olmadığı bebeğin ağırlık artışıyla takip edilir.
  • Olanak buldukça uyumaya ve iyi dinlenmeye çalışın.

Emzirme Pozisyonları

Emzirme pozisyonlarından biri otururken bebeği kucağa almaksızın, yandan kalçanın üzerine koyulacak yastığa yatırarak emzirmektir. Bebeğin vücudu ve bacakları kol yardımıyla desteklenir. Bu pozisyonda elinizle başını memeye yaklaştırın. Özellikle sezaryenli annelerde, düşük doğum tartılı ya da emerken hemen uykuya dalan bebeklerde önerilir.

En yaygın olarak tercih edilen pozisyon kucakta emzirmedir. Vücudu yana çevrilen bebeğin sırtı, poposu ve kafası kolunuzla desteklenmelidir. Yüzünüzü göğüs ucunuza bakacak şekilde tutun. Serbest elinizle başparmağınız yukarıda, diğer parmaklarınız aşağıda olacak şekilde meme başını tutarak bebeğin yanağına ya da dudaklarına değdirin.

Meme ucu bebeğin yanağına ya da ağzına değdiğinde, bebek arama refleksiyle ağzını açar. Ağzını açar açmaz bebeğin başını meme ucunuza doğru itin. Burada önemli olan memeyi bebeğe doğru değil, bebeğin başını memeye doğru getirmenizdir. Bebek, meme ucunu dudakları arasına alarak memeye yapışır. Normal emme mekanizması şunları içerir:

  1. Meme ucunun tamamının, çevresindeki koyu kısmın da en az 4-6 cm’ lik bölümünün, emilmeye başlanması
  2. Önce doyurucu olmayan hızlı emme ve göğüs ucunun uyarılmasıyla ilk süt boşalması
  3. Meme ucunun dil ve diş etlerinin yardımıyla damak üzerinde sıkıştırılmasıyla vakum yaratılması,
  4. Yaklaşık saniyede bir, yavaş emme – yutma ritmi oluşturarak süt kanallarındaki sütün boşaltılması.

Bebeğin Emme Tekniğinde Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar

  • Bebek emerken alt dudağı aşağı çekerek ağız içine bakın. Dili iki dudağının arasında ve dilinin üzerinde meme ucu bulunmalıdır. Böyle değil ise bebek büyük olasılıkla kendi dilini emiyordur. İşaret parmağınızla çenesine hafifçe basarak aşağı doğru itin, bir parmağınızla göğüs ucunu bebeğin dilinin tam üzerine yerleştirerek emzirmeyi sürdürün. Bebek doğru yapana kadar bu işleme devam edin.
  • Bebek, memeyle beraber alt dudağını da emiyorsa, alt dudağını çekerek düzeltin ya da emzirmeyi sonlandırıp tekrar başlayın.
  • Meme ucu aşağı dönükse, bebeğin ağzına düz girebilmesi için, meme ucu üstünden baskı yapın.
  • Bebek emerken çenesiyle çiğneme hareketleri yapıyorsa, işaret parmağınızla çenesini, çiğnemeyi engelleyecek kadar, aşağı doğru bastırmanız gerekir.
  • Bebeğin emmesini kontrol etmek için elinizi iyice yıkadıktan sonra, tırnak kısmı bebeğin diline değecek şekilde işaret parmağınızı bebeğin ağzına sokmalısınız. Bebek iyi emiyorsa, parmağınızı dili ve yumuşak damağı arasında iyice kavrayarak ritmik hareketlerle emdiğini ve parmağınızın boğazın arka kısımlarına doğru çekildiğini hissedersiniz.
  • Bebek çok heyecanlı ise, memeyi sık sık kaçırabilir. Bebeği rahatlatmanız gerekir.
  • Bebek anne sütünü çok hızlı yutarsa beraberinde fazla hava da yutabilir. Bu durumda midesinde yer açabilmek için gazının daha sık çıkarılması gerekir.
  • Bazı bebekler emzirme başladığında, hemen süt gelmezse ağlayabilirler. Bu bebeklerde emmeye başlarken elle biraz süt boşaltılması yararlıdır.

Bebeğin Emeğin Ağız Duruşu Nasıl Olmalıdır?

Bebek, emzirmek için göğüse yaslanırken anne ile göz göze gelmelidir. Çünkü anne bebeğine ağzını ne kadar açması gerektiğini kendi dudaklarını açarak gösterebilir. Belli bir süre sonra bebek, ağzını ne kadar açması gerektiğini öğrenir. Sık sık karşılaşılan problemlerden biri, bebeğin ağzını az açması, bu nedenle de annenin canını acıtmasıdır. Bu noktada ise cilt tahriş olmaya başlar ve emzirme devam ettiği süre boyunca kızarmalar ve şişmeler oluşur.

Hatta bazen bu zedelenmeler göğsün kanamasına bile neden olabilir. Bunu önlemek için öncelikle bebeğin, sadece göğüs başını değil, göğüsten ağzına daha büyük bir bölümünü alması gerekir. Böylece zedelenme riski en aza indirilir. Önemli olan bir başka nokta da, emme esnasında bebeğin dilinin göğüs başının altında olması gerektiğidir. Çünkü dil, göğüse hava yastığı etkisi yaparak acımayı önler.

Ayrıca dilin yaptığı ritmik baskı göğüsten sütun daha rahat akmasını sağlar, böylece daha fazla bastırma ya da daha kuvvetli emme ihtiyacı hissetmez. Bu nedenle anne bebeğin ağzını doğru bir şekilde yerleştirmeli, dilini ayarlamasına yardımcı olmalıdır.

Anneyle Bebeğin Karın Karına Duruşu

Çoğunlukla annelerin yaptığı en büyük hata yanlış pozisyonda tutmaktır. Emzirme esnasında bebeğin üzerine ve öne doğru hafifçe eğilmek yanlıştır. Bebekle karın karına bir pozisyon alınmalıdır. Yani anne çok rahat oturmalı ve bebeğin karnını kendi karın bölgesi hizasına getirmelidir. Böylece bebek göğüs bölgesine çok rahat ulaşır. Göğsü rahat kavrayan çocuk çenesiyle üstten veya alttan baskı yapmak zorunda kalmaz. Böylece annenin cam acımaz.

Bebeği emzirmenin üç farklı pozisyonu vardır ve bu üç pozisyonu tüm annelerin bilmesi gerekir. Çünkü emzirme esnasında süt her zaman aynı gelmez. Süt gelen noktayı iyi kavraması, sütün çeşitli bölgelerden gelebileceğini bilinesi önemlidir. Eğer sadece bir bölgeye yoğunlaşılırsa, bir müddet sonra süt azalabilir, hatta kesilebilir.

Klasik emzirme pozisyonu olan ve beşik pozisyonu denilen karın karına yatışta, anne bebeği sırtından kavramalı, ama bu esnada anneni kolu bir yastık veya koltuk kenarı ile desteklenmelidir. Anne kolu destek alırsa, bebeğin açısı hiç değişmez ve böylece emzirme işlemi daha kolay olur. Ayrıca anne, hiçbir zaman bebeği kafasından tutmamalıdır. Çünkü annenin eli bu esnada ister istemez bebeğin bastırma gücünü değiştirebilir. Bu da sütün azalmasına neden olabilir.

Emzirmeden Sonra Kremleme

Bebek ilk doğduğu sıralarda, anne ağzını açarak bebeğe örnek olmalı ve bebeğin bunu öğrenmesini sağlamalıdır. Bir süre sonra bebek, ağzına göğüs başı değer değmez, açma hareketini kendiliğinden yapar hale gelir. Bebek doğuştan vakumlama işlemini bildiği için, emme esnasında bu konuda zorluk çekmez. Göğüste zedelenme olduğu zamanlarda emzirme işlemine 14 saat kadar ara vermek gerekir. Çünkü zedelenmenin üzerine tekrar emzirme yapıldığı takdirde göğüs iyice tahriş olur ve kanamalar görülebilir. Ağrı ve acı hala devam ediyorsa 14 saatten daha fazla kremlemekte yarar vardır.

Zedelenmiş, çatlamış olan göğüse normal kremleri kullanmak çok fazla etkili olmaz. Bu nedenle yağ oranı çok yüksek ve içeriğinde yakıcı madde bulunmayan kremleri seçmek gerekir. Çünkü göğüs emzirmede’ sonra kurur ve bu kuruluk devam ederse çatlaklar meydana gelir. Emzirme için eczanelerden temin edilebilecek biberon ucunu andıran göğüs uçlukları da kullanılabilir,

Göğüste şişkinliği oluşturan iki neden vardır: Birincisi göğsün bir şekilde mikrop kapmasından dolayı oluşan enfeksiyondur. İkinci neden ise bebeğin sütü tam olarak içememesi sonucu belirir. Sut dışarıya atılamadığı zaman belli bir noktada toplanarak sertleşme oluşur.

Ağrılı Göğüs Dolgunluğu Ve Gerginliği

Gebelik hormonlarının etkisiyle, meme dokusunun şişmesi, memeye giden kan akımının artması ve yeni yapılmaya başlayan süt nedeniyle doğum sonrası ilk günlerde, göğüsler büyüyerek dolgunlaşır, sertlik, gerginlik ve ağrı oluşur. Bu durumu önlemenin en iyi yolu, annenin doğumdan hemen sonra emzirmeye başlaması ve emzirmeyi sık aralarla devam ettirmesidir. Bazen meme şişkinliği doğumdan günler sonra da gelişebilir.

 Böyle bir durumla, özellikle bir öğün atlanmışsa ya da bebek her zamankinden daha az emmiş ise karşılaşılabilir. Emzirmenin kesilmesinden sonraki ilk ay içerisinde de bu durum ortaya çıkabilir. Ağrının nedeni göğüslerin aşın dolgunluğudur. Hemen ve sık emzirme dolgunluğu azaltır ve tekrar gelişmesini önler. Göğüslerde ileri derecede şişkinlik oluşursa, meme ucu ve etrafındaki koyu kısım sertleşir. Bu sertleşme ve gerginlik bebeğin memeyi ağzının içine almasını engeller. Emzirme öncesi göğüs ucu, çok sertleşmişse, biraz sut sağarak bebeğin meme ucunu daha rahat kavraması sağlanır.

Eğer tüm göğüs çok gergin ve dolgunsa, günde 1- 2 kez uygulanan sıcak kompres ya da banyoyu takiben memenin dışından ucuna doğru masaj yapılması yararlıdır. Masaj sonrası biraz süt sağarak emzirilmelidir. Ağrının giderilmesi için bazı anneler memelerine, emzirme öncesi sıcak, sonra ise soğuk uygulamasından oldukça fayda görürler.

Sağlıcakla Kalın.

İlginizi çekebilecek konular

Leave a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir